Îmân Dil İle İkrâr Kalb İle Tasdîk Fiil İle İzhârdır
3 Mayıs 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Dikkat ederseniz Kur`ân-ı Kerîm'de îmândan sonra hep amel zikredilmişdir. Bu âyet-i kerîmenin ma'nâsı "O mü'minler ki rabbimiz Allah dediler ve bu sözlerinde sâbit-i kadem oldular yani bu sözlerini işleriyle gösterdiler" demekdir. Çünkü "rabbim Allah" diyen bir çok insan vardır ki yaptığı işler hep şeytânîdir. Nice insanlar vardır ki, sözüne bakarsan "Allah'a tâbiyim" der, işine bakarsan Allah'a tâbi değildir.
İşte bu ve emsâli âyet-i kerîmelerde hep "وَالَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ" buyurulmasından maksad "O kimseler ki Allah'ı tevhîd ettiler, birlediler, Allah'ı bildiler, buldular, Hakk'da oldular, işte onlar a'mâl-i sâliha icrâ ederler, yani Allah'ın emirlerine hiç itirâz etmeden teslîm olurlar, emrettiklerini seve seve yaparlar" demekdir. Çünkü ibâdetsiz îmân, rüzgarlı bir havada yanan bir muma benzer. Etrafdan esen rüzgarlar o mumu söndürebilir. Îmân mumunun muhâfazası ibâdetlerledir.İmân ile sâlih amellerin bir arada zikredildiği âyet-i kerîmelerin sayısı elliden fazladır. Bu âyet-i kerîmelerin hemen hemen hepsinde de îmân edip sâlih amel işleyenlere büyük mükâfâtlar verileceği beyân edilmiş ve cennet müjdesi verilmişdir.
Efendi Hazretleri mü'mine yakışan teslîmiyeti de şu teşbîh ile beyân buyururlardı :
Kuvvetli akan bir nehrin üstündeki saman çöpü, nasıl ki suyun akışına hiç bir mukâvemet gösteremez ve suyun akışına göre hareket ederse, Allah'a îmân edenler de Allah'ın emirlerine öyle teslîm olmalı ve Allah'ın emirlerini seve seve yapmalıdırlar.Efendi Hazretleri îmânı şöyle ta'rif ederlerdi :
Îmân, dil ile ikrâr, kalb ile tasdîk, fiil ile izhârdır.
Âyinesi işdir kişinin, lâfa bakılmaz.