29 Mart 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Îmân ama hangi îmân? Herkesin bir îmânı vardır. Şeytan'a tapan, abede-i şeyâtînin bile bir îmânı vardır. Biz îmân dediğimiz vakitde, Hazret-i Muhammed'in, sallallahu aleyhi vesellemin, ve Cenâb-ı Peygamber'e kadar gelen cümle enbiyânın, Hazret-i Âdem dâhil, bütün peygamberlerin, taraf-ı ilâhîden inanmaya dâir getirdikleri maddelere inanan kişiye mü'min diyoruz. Bizim îmân maddeleri bunlar. Ki bunu altı şeye toplamışlar, hepsi bunun içerisinde mündemiç.
Amentü billahi ve melâiketihî ve kütübihî ve rusulihî vel yevmil âhir ve bil kaderi hayrihi ve şerrihî minallahi te'âlâ vel ba'sü ba'del mevt eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne muhammeden abduhû ve resûluh.
Îmânın şartı bunlar. Altı rüknü var. Âdem Peygamber bu altı rüknü getirmiş, Hazret-i Muhammed de bu altı rüknü getirmiş, Mûsâ da bu altı rüknü getirmiş, Îsâ da bu altı rüknü getirmiş, İbrâhim de, Nûh da, İsmâil de, Yakûb da, Yûsuf da. Ne kadar enbiyâ varsa. Ahklâm değişmişdir zamâna göre. Son olarak ahkâm-ı Kur`âniyye gelmiş, kıyâmet gününe kadar o bâkî. Elimizdeki bulunan Kitâbullah. Fakat itikâdda, îmânda hiç bir madde değişmez. Cebrâil'in îmânı neyse, Cebrâil neye îmân edecekse, sen de ona îmân edeceksin, senin de îmânın o.