6 Ağustos 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
Îmân da kısım kısımdır. İyi dinle! Bak hangi postadasın, hangi sınıfdasın. Îmân denildiği vakit, îmân birdir ama nûru azalır ve çoğalır, ehl-i sünnet ce'l-cemâat mezhebinin itikâdına göre. Şimdi hangi mertebedesin onları anlatacağım sana.
Bir îmân var, işitmişsin, ateş yakar diye. Bir îmân var, ateşin yakdığını gözünle görmüşsün. Birinin elini yakdı ya malını yakdı. Bir îmân var, ateşe elini sokdun ve ateşin ne olduğunu anladın. Hakk'a îmân da böyledir. Yani ilme'l-yakîn, ayne'l-yakîn, hakka'l-yakîndir. Bir de beyne'l-yakîn vardır.
"Allah azâb eder" demişsin, böyle inanmışsın. Fakat azâb etdiğini gördün mü? Bakdın ama görmedin. İşitdin ama anlamadın. İşitdin, duydun, anlamadın. Sana azâb etdiğini biliyor musun? Tattın mı onu hiç? Ahret âlemindeki azâbın bir cüz'ünü Allah, dünyâda hastalık ile beyân etmişdir. Hastalıkla, ibtilâ ile. Bu beyândır, bir âyetdir.
İslâm var, îmân var, îkân var, ihsân var. İslâm, Hakk'ın ibâdet ve tâatını yaparak, Allah'a teslîm olmak ve selâmet bulmakdır. Bunu yapmak için insanda bir îmân vardır. Bu îmân, ilme'l-yakîn olursa, işi ahrete tealluk ettirirsin, ahret âlemindeki olacak hâdisâta, dünyâdaki olan ef'âl ü harekâtı görmezsin. Halbuki ahretde ne varsa, Cenâb-ı Hakk onun bir cüz'ünü dünyâya çıkarmışdır, göstermekdedir. Ama görene! Köre ne!
İkincisi, îmânın tadını tatmak istiyor musun, lezzetini duymak? Hazret-i Muhammed sallallahu aleyhi vesellemi her şeyinden ziyâde seveceksin. Peygamber'i. "Resûlullah'ı severim" kelimesiyle değil, ashâbını, ensârını, ezvâc-ı tâhirâtı ve Peygamber'in akrabâsını ve âlimlerini ve velîlerini ve şehîdlerini ve sâlihlerini ve gâzîlerini, ehl-i islâma hizmet eden, Hazret-i Muhammed'in bayrağını taşıyanlara hürmet edeceksin. Îmânın da kemâli, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemi herşeyden ziyâde sevmek iledir. İşitdiğin vakit yüreğin titreyecek, "Resûlullah bana ümmetim demezse ben ne yaparım" diye.