7 Mart 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
İslâm beş şey üzerine binâ kılınmışdır. Bunların başında da Allah'ı tevhîd etmek gelir. Bu da, kelime-i tevhîdi, lisân ile ikrâr, kalb ile tasdîk etmek demekdir. "Lâ ilâhe illallah" demek "Allah'dan başka hiç bir ilâh yokdur, ibâdete lâyık olan ancak Allah'dır" demekdir.
Bu kelime-i tayyibe zâhirde hafif bir sözdür ama ma'nâsını bilerek ömründe bir defa bunu söyleyen kimse cehennemin yedi tabakasını kitler, cennetin de sekiz kapısını açar. Fakat bunu muhâfaza etmek lâzımdır. Bu tevhîdin muhâfazası da ibâdetlerle olur.
İbâdetsiz îmân, rüzgarlı bir havada açıkda yanan bir muma benzer. Günâh ve küfür rüzgarları bu mumu kolayca söndürebilir. Îmân mumunun sönmemesi için o mumu bir fenerin içine almak lâzımdır. Îmân mumunun sönmesine mâni' olacak olan bu fenerin camları, İslâm'ın diğer şartları olan namaz, oruç, hacc ve zekât ibâdetleridir.
Fenerin camları da kırılabilir. Yani yapılan ibâdetler de boşa gidebilir. Bunun da sebebi ahlâksızlıkdır. Hak hukûk tanımayan, hayvan gibi yaşayan, halkın iffet ve ırzına göz diken, haramı helali ayırmayan, ne bulursa yiyen, Allah'ın menhiyyâtına el uzatan, içkiyle fışkıyla meşgûl olan, zinâyla livâta ile uğraşan, ahlâkını temizlememiş olan kimseler ne kadar ibâdet ederlerse etsinler ibâdetlerinden bir fayda göremezler. Bu kişilerin ahlâksızlığı yaptıkları ibâdetleri mahveder. Resul-i Ekrem Efendimiz "Nice oruç tutan insan vardır ki, oruçdan hiç istifâde edemez" buyururak bu hakîkate işâret etmişlerdir. Öyleyse fenerin camlarını tellerle sağlamlaştırmak lâzımdır. Yani îmânımızı muhâfaza edebilmek ve ibâdetlerimizden fayda görebilmek için ahlâkımızı muhakkak düzeltmemiz lâzımdır.