23 Nisan 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Hani bazı ahmak adamlar var, çok yaşlı bir kimse veya acı çeken bir hasta ölünce" Öldü de kurtuldu"diyorlar. Ne kurtulması be! Aptal! Ne kurtulması! Allahu Teâlâ, " فَمَن شَاء فَلْيُؤْمِن وَمَن شَاء فَلْيَكْفُرْ fe men şâe fel yü'min ve men şâe fel yekfür" buyuruyor yani dünyâda isteyen gavur, isteyen müslüman olsun diyor. Peygamber göndermiş, kitâb göndermiş, akıl-fikir vermiş, ister mü'min ol, ister gavur ol demiş. Orada öyle bir şey yok. Orada irâde-i cüziyyeye dâir bir şey yok. Orada adamın elini ayağını ipsiz zincirsiz bağlarlar. Bitti o kadar. Burada yani bu dünyâda sözde, bir mikdar kurtuluyorsun. "أَيَحْسَبُ الْإِنسَانُ أَن يُتْرَكَ سُدًى E yahsebül insânü en yütrake südâ". İnsan başıboş mu bırakıldı? Ne hayâtında, ne ölürken, ne kabirde, ne mahşerde, başıboş değilsin. Onun için ibâdet ve tâat yapacaksın, haramdan kaçınacaksın, haram yemeyeceksin, alnının teriyle kazandığını yiyeceksin, alın terinle kazandığını fukarâya yedireceksin, alın terinle kazandığını giyeceksin. Rüşvet, müşvet, hırsızlık, terâzîde eksik tartmak, ölçekde eksik vermek, bunların âkıbeti âh u vâhdır, saç ve sakalı yolmakdır, elleri ısırmakdır, tırnaklarını sökmekdir. Kabirlerde neler olduğundan senin hiç haberin yok! Bazı kabirlerden ateş çıkıyor. Bu ateş, bildiğin ateş değil. Mangalda yanan ateş değil bu. O ateş, istifâdelidir. Çünkü celâli gelirse yakar ama cemâli gelirse, insanın o ateşe ihtiyâcı vardır. Cehennem ateşi ise simsiyahdır, zifirdir.