İnsan, Gemi ve Deniz

8 Mart 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

Şeriat
Şerî'at dâiresinde bulunan insânın misâli limanda bağlı duran bir gemideki yolcunun misâlidir. Geminin kendisi îmânın ve şerî'atın remzidir. Geminin çapası akla, halatları da ilme remzdir. İlim halatlarıyla ve akıl çıpasıyla sımsıkı limanda bağlı duran bir gemi için batma tehlikesi hemen hemen yok gibidir. Yeter ki ilim halatları zayıflamasın, akıl çapası paslanıp çürümesin veya îmân ve ibâdet tahtaları gevşeyip de gemide delik açılmasın. Zîrâ çapası tutmayan ve halatları kopan bir gemi kayalara çarparak batabilir. Gemide açılan deliklerden dolan günâh ve ısyân suları da gemiyi batırabilir.

Tarîkat dâiresinde olan kişinin misâli ise, tecrübeli bir kaptanın idâresindeki bir gemide yolculuk eden kişinin misâlidir. Tecrübeli kaptan, mürşid-i kâmil misâlidir. Nasıl ki tecrübeli bir kaptanın idâresindeki sağlam bir gemide yolculuk edenler, denizdeki türlü türlü tehlikelere, rüzgarlara, akıntılara, dalgalara rağmen sağ sâlim yolculuk yapabiliyorlarsa kâmil bir mürşidi rehber edinenler de emniyet içinde seyr-i sülûk ederler. Yeter ki geminin kurallarına ve kaptanın talimatlarına harfiyyen riâyet edilsin ve yüzme öğrenmeden geminin hâricine çıkılmasın. Geminin kuralları şerî'atın emirleri, kaptanın ta'lîmatları da mürşidin sâlike verdiği vazîfelerdir. Şerî'at mertebesindeki aklın ve ilmin yerini tarîkat mertebesinde mürşid-i kâmil ve teslîmiyyet alır zîrâ hiç bir gemi halatlarını çözmeden ve çapasını kaldırmadan hareket edemez.

Hakîkat dâiresinde olan kişinin misâli ise, yolculuk yaptığı gemiden denize atlayarak yüzen ve denize dalan kişinin misâlidir. Bir önceki mertebede iyi yüzme bilmediği için gemiden dışarı çıkamayan insan bu mertebede artık iyice yüzme öğrendiği için korkusuzca denize girerek yüzebilir, hattâ dalgıçlık bile yapabilir. Hakîkat dâiresindeki  kişinin gemiyi terketmesi îmânı ve şerîatı terketmesi ma'nâsına gelmez zîra bu mertebeye gelen kişinin vücûdu artık gemi hükmündedir yani şerî'atın hakîkati kendisinde zuhûr etmişdir.  Bu deniz, ucu bucağı olmayan hakîkat denizidir. Bu denizin derinliğine de içindeki hazînelere de nihâyet yokdur. Bu denizde herkes kendi isti'dâdı ölçüsünde yüzer ve içindeki cevherlerden kâbiliyeti ve nasîbi kadar istifâde eder.

Şerîat tarîkat yoldur varana
Hakîkat ma'rifet andan içerû
Listeye geri dön