21 Nisan 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
NASÎHAT
ve
ÎZÂHI
İnsân isen gel sür izim
Olma ahî sen nâ-halef
Hayvân isen yokdur sözüm
Ver nefsine çok çok alef
Tıpkı Kur`ân-ı Kerîm gibi canlı Kur'ân olan kâmil mürşidler de, insanlara hitâb eder, insanları hidâyete sevkeder. İnsan sûretinde de olsa hayvana nasîhât kâr etmez. Onlar sırf yemeyi, içmeyi, yan gelip yatmayı düşünür, hayvan gibi yaşamakdan zevk alırlar.
Fehmetmedin dil mâyesin
Ser-tâ-kadem pîrâyesin
Bu ömrünün sermâyesin
Nâ-hak yere kıldın telef
Gaflet içinde yaşayıp, yalnız hayvânî arzularını tatmîn ederek yaşayanlar, kalblerindeki cevherin farkında olmazlar, sâhip oldukları hazînenin farkına varmazlar ve paha biçilmez ömürlerini boşa geçirip giderler.
Bu pendime tut gûşunu
İnciden et mengûşunu
Bâşına cem et hûşunu
Zünnârı kır tâ bul şeref
Aklı olan mürşidlerin nasîhatlarına kulak verir, kulak vermekle de kalmaz o inci gibi kıymetli nasîhatları kulağına küpe eder ve böylelikle nefis putunu kırar da insanlık şerefini bulur.
Varlık putun kırsan eğer
Aşk bahrine girsen eğer
Tâ ka'rına ersen meğer
İnci özün cismin sadef
Daha da işi ilerletenler, benliklerinden ve varlıklarından da geçerler. Bu da aşk-ı ilâhî ile mümkündür. Aşkullah ile yananlar, öyle bir eriyip giderler ki, tıpkı yüksek sıcaklıkda cürufundan arındırılıp sâfiyet kazanan madenler gibi özlerini bulurlar.
İhmâli terk et "accilû
Bi't-tevbeti" der ol ulu
Buyurdu Hakk "in yentehû
Yuğferlehüm mâ kad selef"
Bu yolun başı tövbedir. Bu da hiç geciktirilmeden yapılmalıdır. Mürşidlerin en yücesi olan Resûl-i Ekrem Efendimiz böyle buyurmuşdur, "Ölüm gelmeden tövbede acele ediniz" demişdir. Cenâb-ı Hakk da Kur`ân-ı Kerîm'de, tövbe edenlerin geçmiş günâhlarının tamâmen silineceği müjdesini vermişdir.
Nefsin bilen Hakk'ı bilir
Münkir münâfık hor olur
Tut cân kulağın buyurur
Hakk'ın Resûlü "men aref"
İnsanın diğer bütün mahlûkâtdan üstün olmasının sebebi, onun marifetullaha kâbiliyyeti olmasındandır. Başka hiç bir mahlûk Allah'ı insan gibi bilemez. Bu irfan yalnız insana verilmişdir. Bunun da yolu insanın önce kendisini tanımasıdır. "Men arefe nefseh fekad arefe rabbeh/Nefsini bilen rabbini bilir" sözünden maksad da budur.
Gaflet bürürse gözlerin
Sür hâke âh et yüzlerin
Aydî senin bu sözlerin
Gevher mi ya dürr-i Necef
Bu irfâna sâhip olmayan, gaflet içinde yaşayan insana düşen hemen başını secdeye koyup ağlayıp inlemekdir. Bir tarafdan bu büyük nimetden mahrûm olduğuna ağlarken bir tarafdan da Allah'a yalvarıp bu gafletden kurtulmayı dilemekdir.
Aydî Baba
Kuddise Sırruh