İnsan Meşakkatlerle ve Belâlarla Kemâle Gelir

21 Ocak 2025 tarihinde yayınlanmıştır.

İsmail Hakkı Bursevi

Peygamber yine şöyle buyurmuşdur : "Küçüklüğümde yetîmdim, yaşlılığımda da garîb oldum". Yetimin ve garibin hakikatte Allah Teâlâ’dan başka sahibi yoktur. Onları terbiye eden ve görüp gözeten bizzat Cenâb-ı Hak’tır. Görülmez mi ki yetimin işlerini görecek, ona sahip çıkacak, onu kucaklayıp büyütecek kimsesi olmadığı zaman mescid vb. yerlerin kapısına konur. Allah da onu isteyenin ellerine verir. Garip ise çoğu zaman Allah’ın evi olan mescide sığınır. Yetimin mânası Allah’ın terbiye ettiği; garibin mânası da bildiği çevreden ayrılan, tüm insanların bildiği yerden uzaklaşan ve kimsenin bilmediği bir ortama dâhil olan kimse demektir. Onu orada Allah’tan başka kimse bilmez. Nitekim vârid olduğuna göre “ ي􀃳  ِ 􀄻ْ 􀄔 َ 􀄧  ْ 􀄱ُ 􀄘ُ 􀃳ِ 􀄑ْ 􀄺 َ 􀅺 َ 􀄹 􀃖 א ِ 􀃗َ 􀄜 ِ 􀃛 َ 􀃩ْ 􀃜 َ 􀄹 אئِ 􀄻َ 􀄤 أَوْ ِ / Velîlerim kubbelerim altındadır. Onları benden başkası bilmez.”4 buyrulmuştur. O, okyanusta tek başına giden bir yolcu gibidir. Böyle bir kimse için “ אءِ 􀃖َ 􀃳َ 􀄕ُ 􀄥ْ 􀄤 ِ 􀄵􀃖َ 􀄳ُ􀄉􀄘َ / Gariplere müjdeler olsun.”1 ifadesi vârid olmuştur. 

Sûrî yetimlik ve hicret etme, çoğu zaman mânevî yetimlik ve gurbetliğin de ayrılmaz bir parçası ve aracıdır. Yûsuf -ı Sıddîk’ın (as) hâlini görmez misin ki küçük yaşta babasından ayrıldı, kuyu ve hapishanenin sıkıntı ve zorluklarına göğüs gerdi. Yine Peygamber Efendimizin (sa) hâline bakmaz mısın ki hem yetim hem de garip kaldı. Bu âşikârdır. Diğer peygamberler de (as) garip kaldılar. Bunun sebebi şudur: İnsanın olgunlaşması, kemale ermesi, melek gibi bir defada değil yavaş yavaş gerçekleşmektedir. Belâlar altın gibi olan insan cevherini terbiye etmek içindir. Altının ateşe tutulması nasıl ki ona güzellik ve safâdan başka bir şey katmıyorsa, aynı şekilde belâlar da insanı arı duru bir hâle getirir. Sâlik, uzun bir zamanda zorluklara göğüs gerip elem ve sıkıntılara sabretmek suretiyle gerçek anlamda yetimlik ve gurbetliğe vasıtasız olarak ulaştığında, onun için Kur’an’dan en sevimli sûreler, sülûkteki hâline uygun gelmesi hasebiyle Duhâ, İnşirâh ve Nasr sûreleri olur.

Listeye geri dön