İnsan Öğrendikçe Cehli Artar

10 Temmuz 2017 tarihinde yayınlanmıştır.

Hikmet
Kul hel yestevîllezîne ya’lemûne vellezîne lâ ya’lemûn
De ki, hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?
Sûre-i Zümer, Âyet 9
Muzaffer Efendi Hazretleri, mühim bir hakîkati beyân maksadıyla "İnsan öğrendikçe cehli artar" buyururlardı. Biz de tefekküre vesîle olması için bu sözden yola çıkarak "İnsan öğrendikçe câhilliği artar mı azalır mı?" diye bir soru sormuşduk. Gelelim mes'elenin îzâhına :

Öğrendikçe elbette bilgimiz artar ama bildiklerimiz arttıkça bilmediklerimizin ne kadar çok olduğunun da farkına varırız yani cehâletimizin büyüklüğünü daha iyi anlarız. Böyle bakılırsa öğrendikçe cehlimiz de artmış olur. Bu hakîkati anlatmak için bir nokta ve iç içe dâirelerle şöyle bir teşbîh yapılmışdır. Dairelerin kapladığı alanı sâhib olduğumuz bilgi farzedelim, dairelerin dışını da bilmediklerimiz olarak düşünelim. Kişinin bilgi dairesi ne kadar küçükse, kendisini o kadar bilgili zanneder zîrâ küçük bir dâirenin çevresi de o derece küçükdür. Dâire büyüdükçe temas ettiği saha da genişleyeceği için kişinin bilgisi arttıkça cehâletinin ne kadar büyük olduğunu anlar. En zavallı durumda olanlar bilgisi nokta kadar olanlardır zîrâ onlar herşeyi bildiklerini zannedereler ama aslında en câhil hatta echel olanlar onlardır.

Dikkat edilirse bilgi sâhibi olanlardan bir kısmı son derece kibirli bir kısmı ise son derece mütevâzidir. Eğer kibrinden yanına yaklaşılmayan bir âlime, hocaya rastlarsanız bilin ki o câhilin biridir. Eğer işgâl ettiği makâm ve sâhib olduğu rütbe ne olursa olsun mütevâzi ve mahviyyetkâr bir âlime, hocaya rastlarsanız bilin ki o gerçekden âlimdir. Âriflerin, ilimleri çok olduğu halde, tevazu sâhibi olmasının sebebi budur. Bir takım zavallıların, iki satır birşeyler okuyunca kendini allâme-i cihân zannetmelerinin sebebi de budur. 

Yukarıdaki şekli, Osmanlı Devletinin en parlak devrinde yaşamış olan ve ilmine pek mağrûr olup herkesi hakîr gören meşhûr bir âlim, kendisini irşâd için geldiğinden habersiz, büyük bir mürşidin sorularına verdiği cevapları îzâh etmek için çizmişdir. Her şeyi bildiğini zanneden ve sorulan soruları küçümseyen o meşhûr âlim kendi eliyle yaptığı bu çizimle o büyük mürşidin karşısında büyük bir mahcûbiyyet yaşamış ve tövbekâr olmuşdur. Mes'eleyi daha da iyi anlamamızı sağlayan bu ibretlik hâdiseyi şu yazımızda bulacaksınız.


www.muzafferozak.com
Listeye geri dön