Özün sözün doğru olsun. Dürüst insan ol. Dilinden yalanı at, ya doğru konuş, ya tatlı konuş, ya hak konuş, ya sükût et.Allah kelâmı dinlemeyen kulağı taşıma, ona kurşun akıt. Zîrâ o kulak senin düşmanındır.Hakk'ı görmeyen gözü de kör et. O da senin düşmanındır. Başının üzerinde taşıma onu.Sadaka vermeyen, yardım etmeyen eli kendine dost mu zannediyorsun? O da senin düşmanın, başına belâ. Üzerinde boşuna taşıyorsun onu.Allah yoluna gitmeyen ayak senin dostun mu zannediyorsun? O da senin düşmanındır. Dilin Allah'ı zikretsin, kalbin Allah'ı sevsin, insanlığa hâdim ol.
Bir göz ki onun olmaya ibret nazarında
Ol düşmanıdır sâhibinin baş üzerinde
Kulak ki öğüt almaya her dinlediğinden
Akıt ona kurşunu hemen sen deliğinden
Şol el ki onun olmaya hayr ü hasenâtı
Verilmez ona cennet ilinin derecâtı
Ayak ki ibâdet yolunu bilmez onu kes
Öğrensin onu mescid önünde kapıda as
Bir dil ki Hakk’ın zikri ile olmaya mu'tâd
Urma sen ol et pâresine dil deyu hiç ad
Efendi Hazretlerinin, vaaz ve sohbetlerinde sık sık tekrâr ettiği bu beytler, Niyâzî Mısrî Hazretlerinin bir nutk-i şerîfinin baş tarafından alınmışdır. Niyâzî Mısrî Hazretleri, bu uzun nutk-i şerîfinde, insanın uzuvları bakımından hayvandan pek farkı olmadığını, aynı uzuvların hayvanlarda da olduğunu, insanı hayvandan ayıran şeyin nefha-i ilâhî olduğunu ve rûh denilen bu nefha sâyesinde insanın diğer mahlûkatdan üstün olduğunu beyân ederek, bu üstünlüğü elde etmek için nefsi rûhâ tâbi' kılmak gerektiğini, tam tersini yaparak bedenine ve nefsine hizmet edenlerin bu şerefden mahrûm olacaklarını ve daha nice nice hakîkatleri beyân eder.