İnsan Şeytanlarının Ahvâli

9 Ağustos 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Şeriat

Büyük mürşidlerimizden İsmâil Hakkı Bursevî Hazretleri, "وَلِتَصْغٰٓى اِلَيْهِ اَفْـِٔدَةُ الَّذ۪ينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْاٰخِرَةِ وَلِيَرْضَوْهُ وَلِيَقْتَرِفُوا مَا هُمْ مُقْتَرِفُونَ" âyet-i celîlesi hakkında buyuruyorlar ki :

Yani şeyâtıynü’l-ins biribirlerine kavl-i müzahraf ve bâtıl ilkâ ederler, gurûra düşürüp kalbleri ona meyl etmekden ötürü. Pes, onlar bu hâl ile şeytân oldular. Zîrâ şeytânın bir vasfı dahi garûrdur. Ve onun tesvîline mağrûr olanlar dahi Mudill isminde kaldılar. Zîrâ Mudill'e mukârin olan dahi mudilldir. Bu cihetdendir ki cehennemde on beş bin yıl muhterık oldukdan sonra şeytân meşrebine dâhil olup şeytân gibi eşedd-i 'azâb ile mu'azzeb olurlar ve sicnullâhda kalırlar ve ol vakitde ehl-i cehennem yekpâre şeytândan ibâret olur. Ve ol muhâsame ki şeytân ile ederler, ibtidâ-i duhûlde ve bir müddetden sonra vâkı' olup sonra şeytâniyyete 'avdetlerinde ol husûmet mürtefi' olur. Zîrâ kendileri dahi 'ayn-ı şeytân oldukların bilirler ve Şeytân'a la'net ederken kendi kendilerine la'net ederler. İşte küffâr-ı şerî'at olanların hâlleri budur.

Ve küffâr-ı hakîkat dahi dünyâda bu makûle şeyâtîn ile müşterek olmalarıyla onlar dahi ol usûle fürû' olurlar. Ve iştirâkleri budur ki erbâb-ı Hakk'ın kelimâtını yehûd gibi tahrîf edip müzahraf sözleri biribirlerine ilkâ edip îkâd-ı nâire-i fitne etmekden hâlî olmazlar. Ve bunlar işâa-i fâhişe eden münâfıklar gibi olurlar ki Allâhu Teâlâ onlar için 'azâb-ı elîm i'dâd etmişdir.

Ve zikr olunan küffâr-ı hakâik ve erbâb-ı inkâr ki her 'asırda bu kâr-ı hâile tasaddî ederler ve Allahu Teâlâ'nın râzı olmadığı kavli tebyît edip gündüzlerde ilkâ-i ebâtîl ile ifsâd-ı fi'l-arzdan hâlî olmazlar. Onlar ferâinetü'z-zamân ve decâciletü ibâdillâhi's-sâlihîndir ki erbâb-ı Hakk biribirinin mezâhiri olup ilâ yevmi'l-kıyâm müteselsil oldukları gibi ki, bunlar mehdî-sıfat ve Mûsâ-meşreb olup gayret-i Rahmân ile kâimlerdir, erbâb-ı butlân dahi biribirinin veresesi olup ilâ kıyâmi's-sâ'ah mütenâsil olurlar, ki bunlar Deccâl ve Firavn-sıfatdır. Zîrâ "وَلَا تُفْسِدُوا فِي الْاَرْضِ بَعْدَ اِصْلَاحِهَا" mazmûnu üzere ifsâddan hâlî değillerdir. Zîrâ ıslâh odur ki kendi nefsine meşgûl ola ve halk-ı 'âlem arasında dahi ıslâha muhtâc olanların mâbeynlerin tevfîk ve ihtilâfâtı telfîk eyleye ve setre müte'allık olan mevâddı ism-i Settâr ile murâât ede.

Listeye geri dön