3 Mart 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretlerine Amerikadaki bir sohbetlerinde birisi sordu, "İnsan yanlış şübhelerin tesirinde kalmakdan nasıl kurtulur, hakîkati nasıl görebilir?" dedi. Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Bak bu kâinât, görünüşde âyet-i kübrâ, biz öyle görüyoruz değil mi? Halbuki hakîkatde insan âyet-i kübrâdır. Tabii görebilen için. Bu da insanın istidâdına bağlı. Onun için Kitâbullah'da Allah bazen bir mikrobu yâhud bir sivrisineği darb-ı mesel gösteriyor ve aynı zamanda aynı kitâbın başka tarafında "semâyı görmüyorlar mı?", "ardı görmüyorlar mı", "deve nasıl yaradılmış", "dağlar nasıl kaldırılmış", "yağmur nasıl yağıyor, toprak nasıl suyu emiyor ve mezrûâtı veriyor" diyor. Bak bir tarafda sivrisinek, bir tarafda mikrop, bir tarafda da bunları söylüyor. Herkes istidâdına göre bir yol buluyor, kimisi sinekden Allah'a gidiyor, kimisi mikropdan Allah'a gidiyor, kimisi bu âyetlerden. Hepsi birdir onun aslında. Allah yaratdığı vakitde, bir mikropla bu kâinâtı yaratmak Allah için müsâvîdir yani hiç bir zahmet yok O'nun için. Ama iş anlamağa gelince, kimi kul mikropdan kimisi sivrisinekden, kimisi de Allah'ın diğer kudretlerinden Allah'a vâsıl olur. Onun için şübheleri atmak için gene Hakk'a ilticâ etmek lâzımdır. Şeytan ve nefsi onu başka yollara iğvâ ederse ki edebilir, mümkündür, Allah insanın içerisine bu kuvveti ve kudreti de vermişdir, fakat insan Allah'a yalvarmalı, "Yâ Rabbi beni şirkden, vesveseden kurtar" diyerek Hakk'a ilticâ etmelidir. Çünkü insanların kalbleri açık bir ovaya benzer, her tarafdan rüzgar esebilir içeriye. Her türlü rüzgar eser. Allah insanın kalbine iyi rüzgarlar estirsin. Yoksa insan şübhede kalabilir. Ama Allah sevdiği kullarına o şübheyi verir, sonra hemen onun şübhesini giderir, önüne bir şey çıkarır onun, şübhesini izâle eder. İnsan, "Haa bu böyleymiş der" ve şübheden kurtulur.
www.muzafferozak.com