27 Ekim 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Benim bir hocam vardı, Allah rahmet eylesin, Alasonyalı Cemal Efendi. Ondan da ders okudum ben. Hocaefendi'nin babası zenginmiş, Hocaefendi'yi husûsî olarak dîn adamı olarak yetiştirmiş. İlim öğrensin de öğrendiği ilimle para kazansın diye yetiştirmemiş. Âlim olsun da ümmet-i Muhammed'e hizmet etsin diye husûsî olarak okutmuş. Şimdi bakıyoruz, en zengin adamlar bile, hep "oğlum okusun da para kazansın" derdinde. Meselâ para kazansın diye oğlunu okutuyor, doktor yapıyor. "Oğlumu okutayım, doktor olsun da fukarâya bedâva baksın" diyen hiç kimse yok. Herifin milyonları var, hâlâ o kör olsasıca gözü doymuyor. Çocuğumu doktor yetiştireyim, fukarâ-yı müslimîne ömür boyu para almadan baksın, diye vasiyet edeyim. "Oğlum, eğer fukarâya para almadan bakmazsan, sana hakkımı helâl etmem" diye vasiyetde bulunayım. Hattâ bir de kenara para bırakayım, "İlacı olmayanlara bu paradan ilaç parası vereceksin" diyeyim. Hiç görmedim böyle bir adam, yok!Alasonyalı Cemâl Efendi, babasının bu irfânı ve fedâkârlığı sâyesinde, pek kıymetli bir âlim olarak yetişmiş, ömrü boyunca hem bir çok talebe okutmuş ve nice kıymetli hocaefendiler yetiştirmiş, hem vaazlarıyla halkı irşâd etmiş, hem de gelecek nesilleri tenvîr edecek nice eserler kaleme almışdır.