7 Temmuz 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretlerine Amerika'daki bir sohbetlerinde sordular, "İnsanın rûhu Allah'dan gayrı mıdır ve insanın bedenindeki rûhlar birbirine bağlı mıdır yoksa ayrı mıdır?" dediler, Efendi Hazretleri buyurdular ki :
İnsanın vücûdunda birden fazla rûh vardır. Sayalım bakalım kaç tâne var. Rûh-ı cemâdî vardır, rûh-ı nebâtî vardır, rûh-ı hayvânî vardır, rûh-ı insânî vardır, rûh-ı sultânî vardır, bir de rûh-ı sır vardır. Bu rûh-ı sır, ne vücûdun dâhilinde ne de hâricindedir. Bu Allahu Teâlâ'nın Hayy esmâsının tecelliyâtıdır, tecelliyât-ı ilâhîdir. "وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِي ve nefahtü fîhi min rûhî" âyet-i kerîmesinin ma'nâsıdır. Buna mekân ittihaz olmaz. Diğer rûhların birbiriyle münâsebetleri vardır.
"Rûh-ı sır Allah ile aynı mıdır?" diye sorulunca Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Hayır. Buna mekân veremeyiz, Cenâb-ı Hakk'ın Hayy esmâsının tecelliyâtıdır. Zâtının tecelliyatıdır. Ne gibi? Güneş gibi. Güneş ne yapıyor, ortalığı aydınlatıyor, herkes güneşin ziyâsından istifâde ediyor ama güneş onda değil. Görülen güneşin ziyâsı ama güneş orada değil.
İnsandaki rûhları ve birbirleriyle olan irtibatlarını kısaca şöyle îzâh edebiliriz.
- Cemâdî rûh, insanın bedenindeki elementlere karşılık düşer. İnsan toprakdan yaradılmışdır, toprakda ne varsa, insanda da vardır. Magnezyum, kalsiyum, sodyum, potasyum, vesâire. İnsan vücûdu bütün bunlardan müteşekkildir. Bunlar mükemmel oranlarda bir araya getirilmiş ve insan bu sâyede hayât bulmuşdur. Oranlar azıcık bozulursa insan hasta olur, oranlar ciddi sûretde bozulursa hayât tehlikeye girer. İnsanın hayâtının devâmı için bunların ideal bir oranda olması lâzımdır.
- Nebâtî rûh bedendeki hücrelere tekâbül eder. Tıpkı bitkilerdeki gibi, insandaki hücreler de beslenir, büyür, gelişir, çoğalır, ölür. Cemâdî tarafdaki ârızalar, dengesizlikler, bu tarafı da etkiler. Meselâ vücûda giren toksik maddeler, hücrelerin yapısını bozar, insanı hasta eder, ölüme kadar götürebilir.
- Hayvânî rûh, kalbin hareketine, kan dolaşımına ve organlara tekâbül eder. Bu da önceki mertebelere bağlıdır. Minerallerdeki dengesizlikler veyâ hücrelerde meydana gelebilecek arazlar, organları bozar, hastalığa hattâ ölüme sebebiyet verir. Hayvânî rûh, insan vücûdunun çalışmasını, hareketini sağlar.
- İnsânî rûh, başa ve beyine tekâbül eder. Beyin hem vücûdu, hem tek tek organları, hem vücûd kimyâsını idâre eder. Beyin çalışmazsa insan ölür. Beyin zayıflarsa yâhud bazı fonksiyonları devre dışı kalırsa, insan ya hayvan gibi ya da bitki gibi yaşar.
- Sultânî rûh, akıl ve idrâke tekâbül eder. Malum ya insanı insan yapan aklıdır, idrâkidir. Hayvanlarda da beyin vardır ama insandaki akıl ve idrâk hiç bir hayvanda yokdur. Bu rûh beyinle ilgilidir ama her beyni olan kişide akıl ve idrâk yokdur. Dikkat ederseniz, beyin delilerde ve ahmaklarda da vardır ama onların beyni diğer bütün fonksiyonlarını icrâ etse de akıl ve idrâkden mahrûmdur.
www.muzafferozak.com