İnsanı Eşinden Ayıran Hîlekâr Büyücü

14 Ocak 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Vahdet
Hazret-i Mevlânâ, Sûre-i Bakara'daki "فَيَتَعَلَّمُونَ مِنْهُمَا مَا يُفَرِّقُونَ بِه۪ بَيْنَ الْمَرْءِ وَزَوْجِه۪ۜ  feyete'allemûne minhumâ mâ yuferrikûne bihî beynel mer'i ve zevcih" âyet-i kerîmesi hakkında buyuruyorlar ki :
Zâhir ehli, bu âyeti, "erkekle kadının arasını ayırırlar" yani karı-koca arasını bozarlar diye îzâh etmişlerdir. Hakîkat ehline göre bu âyetin ma'nâsı, "rûh ile bedenin arasını ayırırlar" demekdir. Çünü rûhun ezelî ve ebedî eşi hakîkat durağıdır. Rûhun eşi, onu çift olmakdan kurtarıp birliğe ulaştırandır.
Bütün âlemde hiç bir eşi, dengi olmayan O tek
Ülfet edip kuluyla başlayınca tek mi çift mi oynamaya
Tek mi çift mi istersin dedi bir ara bana
Seninle çift olayım ama bu âlemden tek olmak olmak isterim dedim O'na
Her ne ki, bir başka şeyle dost olur, iki olur. Şu ne kadar şaşılacak bir hakîkatdir ki, sen, O'nunla berâber olursan bir olursun, O'nsuz kaldığın zaman iki-iki, üç-üç, dört-dört olursun. Bunun misâli rûh ile bedendir. Rûh, bedende olduğu müddetçe, birbirine aykırı olan bütün parça buçuklar tek bir nefes hâline gelirler, birleşirler. Fakat rûh bedenden ayrıldığında, bu bir, yüz bin olur. Göz bir yana gider, kulak bir yana, kemik bir yana düşer, et bir yana. Peki bu parçalar neden hep bir tarafa dağıldılar? İnsan tek değil miydi, bir değil miydi? İnnan ölüp de toprak olduğunda, bir parçasından testi, bir kısmından da küp yaparlar. Her bir kısım kendi başına bir şey olur. Her biri diğerine yabancı hâle gelir. Halbuki hep birdik, şimdi neden böyle yabancı olduk? Halbuki vaktiyle rûhun sohbetiyle birleşmiş, bir olmuşduk.
Hazret-i Mevlânâ, Hârût ve Mârût kıssasının beyân edildiği âyetlerdeki "karı-koca arasını açan büyü" mes'elesinin hakîkatini böyle îzâh etmişlerdir. Zîrâ insan Hakk'dan gelmişdir, Allah insana rûhundan nefhetmişdir yani insanda ilâhî bir nefha vardır. Bu nefha-i ilâhî, insanın Allah ile irtibâtını sağlar. Dünyâ yani bu kesret âlemi, insanı Allah'dan ayıran hîlekâr bir büyücü gibidir. Kim ki dünyâya aldanır, Allah'ı unutur, birlikden kesrete düşer. Kim ki mâsivâdan yüz çevirir, kesretden kurtulur, Allah'ı bulur, Allah ile olur, Allah'da olur, yani geldiği yere döner, yeniden bir olur.

Terk eyle mâsivâyı gözet sırr-ı vahdeti
Benlik hayâlin eyleme zinhâr sen sen ol
Listeye geri dön