İş Okumakla Bitmez Okuduğunu Anlamak ve Anladığını Hazmetmek Lâzımdır

7 Temmuz 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

Hikmet
Muzaffer Efendi Hazretleri buyuruyorlar ki :
Ey aslını öğrenmek isteyen! Hakîkatde sultân olup, bu âleme uryân gelen ve bu âlemden uryân giden! Bu gidişinde, o uryân hâliyle ya ebedî âleme sultân olacak veya ebediyyen uryân kalacak olan insanoğlu!
Bu âlemde, ilk ve en önemli vazîfen, nereden geldiğini, niçin geldiğini ve nereye gideceğini aramak ve öğrenmekdir. Geldiğin yer Hakk'dır. Vazîfen ise, seni bu âleme insan olarak getiren kudsî ve muazzam varlığa, inanıp îmân getirmek ve O'ndan râzı olmakdır. Her işinde O'nun rızâsını aramakdır. Teslîm-i küllî ile O'na teslîm olmakdır. O'nun arzu ettiği şekilde yaşamakdır. O'nun arzu ettiği şekilde yaşamak için de, sana Peygamber'i vâsıtasiyle gönderdiği kitâba uymakdır. Bu kitâbı anlamak ve bütün bu saydıklarımızı öğrenmek için de, ilim tahsîli farzdır. Aleyhissalâtüvesselâm Efendimiz; "İlim, Çin gibi uzak bir diyarda dahi olsa, erkek veya kadın her müslümana ilim tahsili farzdır" buyurmuşlardır.
Bir diğer hadîs-i şerîfde de "Hayatda en hakîki mürşid ilimdir" buyrulmuşdur. Semâvî kitâbların en yücesi ve sonuncusu olan, Hakk'ın kelâmı, ahkâmı hiç bir zaman eskimeyecek, dâimâ genç ve dinç kalacak olan ve on dört asırdan beri bütün hasımlarını mağlûb edegelmiş olduğu gibi, kıyâmete kadar da hasımlarını münhezim edecek olan Kur'ân-ı Azîmü'l-Bürhân'ın birinci ayeti, "Oku" değil midir?
İlim ve âlimler hakkında, nice âyât u beyyinât ve nice ehâdis-i şerîfe mevcûddur ve bu âyet-i celîlelerle hadîs-i şerîflerden alınan feyz ü berekât ile söylenmiş nice vecîzeler ve kütüphaneler dolusu nice eserler vardır. 
Demek oluyor ki, insanoğlunun birinci vazifesi okumakdır. Zîrâ bilenlerle bilmeyenler müsâvî değillerdir. Allah Celle, Kur'ân-ı Kerîm'de, "Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" buyurmuşdur.
Ne var ki, iş yalnız okumakla da bitmez. Tefekkür etmek, düşünmek, okuduğunu anlamak ve anladığını hazmetmek gerekir. Tefekkürsüz, mücerred okumakla iktifâ edenler, okuduklarını düşünmekden mahrûm olanlar, okuduklarını hazmetmeyenler ve okudukları ile âmil olmayanlar hakkında da aşağıdaki âyet-i kerîme nâzil olmuşdur. Öyle kimseler vardır ki, çok okurlar amma okuduklarını anlayamaz ve anladıklarını hazmedemezler. Allahu Sübhânehû ve Teâlâ, bu gibiler için de, "Kendilerine Tevrat yükletilip, öğretilerek hükümleri ile amel etmeleri teklîf olunanlar, sonra onu taşımayanlar, hükümleri ile âmil olmayanlar, ondan faydalanamayanlar, büyük büyük kitâblar taşıyan merkeblere benzerler" buyurmuşdur.
Evet, merkeb o kitapları yüklenmekle yorgunluk ve meşakkat çeker amma kendisine hiç bir faydası olmaz. Şu halde, okuduğunu anlamayanlarla, anladıkları ile âmil olmayanlar da, kitap taşıyan merkebden farksızdırlar. 
Bu hükme varınca, ortaya kendiliğinden bir hakîkat çıkıyor : 
İnsanoğlunun birinci vazîfesi okumak ise, ikinci vazîfesi de tefekkür etmek yani düşünmekdir. Demek ki, okumakla iş bitmiyor, okuduğunu düşünmek ve onunla amil olmak da gerekiyor. Hiç şübhesiz, bu kolay bir iş değildir. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, bir hadîs-i şerîflerinde, bir saat tefekkür etmenin, altmış yıllık nâfile ibâdet etmekden Allah'a daha sevgili olduğunu beyân buyurmuşlardır. Buna binâen Hazret-i Yûnus Kuddise Sırruh:
İlim ilim bilmekdir
İlim kendin bilmekdir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumakdır 
buyurmuşdur. 
Tefekkürsüz ilim, hazımsız gıdâya benzer. Yediğimizi hazmedemediğimiz takdirde, nasıl rahatsız oluyor ve o gıdâdan faydalanamıyorsak, tefekkürsüz ilimden de insan aynı şekilde rahatsız olur ve yararlanamaz.
Okumak, okuyan kişinin, okuduğunu gördüğü kadardır. Tefekkür ise, ona verilen anlama kudreti nisbetinde olur ki, bu bakımdan anlama, okumanın fevkindedir.
Mücerred okumak, harflerin bir araya gelerek bir şeye rümuz olduğunu bilmek, mücerred o rumuzu görmek demekdir. Anlamak ise, o rumuzun anlatmak istediğini anlayabilmekdir. Mesela, "İNSAN" kelimesini yazdığımız zaman, İ-N-S-A-N harfleri mi insandır yoksa bu harflerin delâlet ettiği ma'nâ mı insandır? Mücerred okuyan, "İNSAN" kelimesine insan diyen kimsedir. Tefekkür eden ve anlayan kişi ise, bu kelimenin delâlet ettiği ma'nâyı anlayabilendir.
Oku ama okumakla kalma, anla.
Anlamakla da kalma, âmil ol, yap
Yapmakla da kalma, ihlâs ile yap.

www.muzafferozak.com
Listeye geri dön