İslâm Adâleti

28 Temmuz 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Muzaffer Efendi
Muzaffer Efendi Hazretleri, 1979 senesindeki ABD seyahatinde, bir topluluğa hitâb ederken, dinleyiciler arasından bir Amerikalı şöyle bir soru sordu : 
Bir Amerikalı olarak bazı müslümanların yaptıkları beni dehşete düşürüyor. Adam öldürüyorlar ve bunu da Allah adına yaptıklarını söylüyorlar. Bu nasıl olabilir? İslam buna müsaade eder mi? Sizin bu konudaki görüşünüz nedir?
Efendi Hazretleri tercümanına dönerek "Bir kaç misâl anlatacağım, ona cevap olacak" buyurdular ve söze şöyle devam ettiler :
Kudüs zabt olunmuş ve Emîrü'l-mü'minîn Hazret-i Ömer Kudüs'e gelmişdir. Kamame Kilisesi'ni dolaşmış, namaz vakti gelince, "Seccâdeyi dışarı seriniz, namaz kılacağım" dedi. Râhip Efendi dedi ki, "Yâ emîre'l-mü'minîn, burası da bir ibâdethânedir, burada namaz kılsanız olmaz mı?" dedi. Hazret-i Ömer, "Olur ama eğer ben burada namaz kılarsam müslümanlar, emîrü'l-mü'min'in burada namaz kıldı diye, bu kiliseyi câmi yaparlar. Onun için eğer siz kilisenizi kilise olarak bırakmak istiyorsanız, bırakın ben dışarıda namaz kılayım, sizin kiliseniz kurtulsun" dedi. İşte müslümanlar bu kadar âdil idiler.
Sonra gene Hazret-i Ömer, bir takım insanların dilendiğini gördü, "Bunlar kimlerdir, niçin böyle el açıp dileniyorlar?" diye sordu. Dediler ki, "Bunlar vaktiyle vergi veren hıristiyanlardı, sonra ihtiyarladılar, düşkün hâle geldiler, vergi veremiyorlar, maişetlerini dilenerek temin ediyorlar". Hazret-i Ömer buyurdu ki, "Bunlar kuvvetli iken bunlardan vergi aldınız, şimdi bunların düşük hâllerinde bunlardan vergi almak Dîn-i İslâm'a yakışmaz, devletin hazînesinden bunlara maaş bağlayın" dedi ve maaş bağlattırdı. İşte İslâm bu. Yoksa zıbçıkdının biri kalkmış, İslâm nâmına diğer insanlara hakâret etmiş, bu İslâm'dan değildir. Bazı müslümanlar ferdî olarak eziyet etmişlerdir ama onların yaptıkları şeylerden bizim yüzümüz kararıyor. Ama onların yaptıkları kitâbullaha uymaz, müslüman ismiyle yapılmış cinâyetlerdir. Olmuşdur, olmamış değildir.
Mâdem bu konu açıldı, şimdi ben sözlerimi hep isbât edeceğim. Müslümanlar İspanya'yı aldılar, sekiz yüz sene orada oturdular. Eğer müslümanlar hıristiyanları kesselerdi, orada hiç bir hıristiyan kalmazdı ve nihâyetinde müslümanlar İspanya'dan çıkarılmazlardı. Demek ki ilişmemişler. İkincisi, geri kalan müslümanları İspanya'dan çıkardıkları gibi, elli dört bin yahudiyi de çıkardılar ve bu adamlar vatansız kaldılar, ortada kaldılar. Osmanlı Pâdişâhı 2. Bayezid, bunları alarak Türkiye'ye yerleştirdi. "Bunlar mûsevîdir, biz bunları almayız" demedi. İşte İslâm budur, müslümânlık budur.
İstanbul Türkler tarafından alınalı beş yüz yirmi beş sene olmuş, ne bir kilise kapatılmış, ne bir hıristiyan katl olunmuşdur. Hiç böyle bir şey yokdur. Hattâ gayr-ı müslimler, müslüman Türklerden daha rahat bir hayata kavuşmuşlar, kimse kimseye ilişmemişdir. Son zamanlarda, memleketin içinde fesad çıkarılsın diye, böyle şeyler çıkarmışlar. Yoksa Osmanlı zamânında gayr-i müslimlerden ne paşalar var. Birçok gayr-i müslimler, paşa mevkiine yükselmişler.
Eğer müslümanlar bi-gayr-ı hak adam öldürselerdi, bugün bir Bulgaristan, bir Romanya, bir Sırbistan, bir Yunanistan meydana gelir miydi? Kimse kimseye ilişmedi, herkes dîninde yaşayışında serbestdi. Ama ferdî cinâyetler olmuşdur. Onlar İslâmî değildir, ferdîdir, yapanlar eşkiyâdır. Paşa sûretinde bir takım eşkiyâ, aynı zulmü kendi milletine de yapmışdır. 
Hazret-i Peygamber diyor ki, "Gayr-i müslim olan kişilere" yani yahudi, hıristiyan, putperest, kim olursa olsun, gayr-ı müslim olan kimselere "bi-gayr-ı hak ezâ cefâ eden kimsenin yevm-i kıyâmetde hasmı benim" diyor. Allah'ın Resûl'üne îmân edenlerden hiç birisi böyle bir şey yapamadılar, inanmayanlar, isimleri İslâm ismi olsa da, onlar böyle şeyler yaptılar. Bu söz kâfî. 
Bugün meselâ İsrâil'de hâdiseler oluyor, ben okuyorum. Yapılanlardan ne Allah râzı, ne Peygamber râzı. Üç-beş yaşında çocuklar mektebe gidiyor, onlara bomba atıp öldürüyorlar. Bu müslümanlık değil, bu insanlık da değil! Onlar bizden değil, Hazret-i Muhammed'den değil, Arap da olsa bir şey değil onlar, hiç bir şey değil! Onlar müslüman değil, Arap müslümanı değil, Arap kâfiri. Ben hak konuşuyorum. Ben müslüman insanım, Muhammedîyim ama hak konuşuyorum. Yani bu fenâlığı benim kardeşim veya babam yapsa, ben onların da aleyhine geçerim. Çünkü ben babama tâbi değilim, peygamberime tâbiyim.
Bir sâat adâlet, altmış sene ibâdetden hayırlıdır.
Listeye geri dön