24 Aralık 2016 tarihinde yayınlanmıştır.
İslâm düşmanlarının "şîa"ya ehemmiyyet vermesinin sebebi İslâm'ı "şîa-yı siyâsiyye" ile yıkmak içindir...Peygamberimize doğrudan hücûm edemedikleri için Efendimizin sevdiklerine yani Hazret-i Ebûbekir'e, Hazret-i Âişe'ye, Hazret-i Ömer'e saldırıyorlar...Millet bu işin farkında değil...Mezheb gayreti ile birbirine düşürüyorlar milleti...Efendi Hazretleri aşağıdaki ses kaydında İran hakkında şu mühim beyânâtı lutfediyor :
Şâh zamânında bir gün İrân sefâretine davet ettiler...Bulunduğumuz salonun duvarlarında Osmanlı zamânında sefîrlik yapmış olan zevâtın resimleri vardı...O resimlere bakarken bizim hanıma dedim ki : "İrân'ın doğru dürüst askerî kuvveti yokdur ama bizim koca imparatorluk dağıldı onlar bir karış toprak vermediler...Ne İngilizlere, Ne Ruslara, ne Fransızlara...Çok siyâsî adamlar bunlar.." Bizim hanım bana dedi ki : "Hayır! Sebebi başka!...İran, İslâm'ın içindeki bir yara olduğu için ona dokunmuyorlar, İslâm'ı parçalamak için habire yarayı kanatıyorlar...Yoksa onu çoktan temizlerlerdi..." Hakîkaten bizim hanım doğru söyledi, beni irşâd etti, uyandırdı yani...Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Yakın zamana kadar bilmiyordum, yeni öğrendim...Timur'un Yıldırım Hân üzerine gelmesi, Papa'nın verdiği para ile imiş...Papa, Timur'a bu iş için büyük paralar vermiş...Timur'a bu hizmetine karşılık hıristiyan azizliği pâyesi verilmiş....Cengiz Han'ın, Hülâgû'nun da İslâm üzerine saldırması aynı sebebden...
Dikkat edilirse, biz ne zaman batıya hücûm etsek, hep İran bizi arkadan vurmuşdur...Biz İran'a döndüğümüzde de batıdaki hıristiyanlar saldırmışdır...Sohbetin yapıldığı tarihde, İran-Irak savaşı tüm hızıyla devâm etmekde idi...Efendi Hazretleri, İran'ın târihde bize yaptığı düşmanlıklar yüzünden bu duruma sevinen ve "oh olsun" diyenleri îkâz ederek buyurdular ki :
Bugünkü duruma sevinmiyorum, oh demiyorum...Ne Irak halkına ne Acem halkına... Bizim için çok acı, göz yaşartıcı ve utandırıcı bir hâdise...Eğer bu savaşa harcanan parayı fukarâ müslümanlara dağıtsalardı bir tane fakir müslüman kalmazdı...Günümüzdeki İran halkı hakkında da buyurdular ki :
Vaktiyle hîle yapmışlar, Allah da onların mekrine karşı hîle yapmış...Ve mekerû ve mekerallah vallahu hayrul mâkirîn...Vaktiyle onların Ehl-i Beyt'e siyâseten olan muhabbetlerini ihlâsa çevirmiş...Ben Medîne'de İran halkını gördüm, Cenâb-ı Fatıma'nın kabri başında yalın ayak-başı kabak sabaha kadar ağlıyorlar...Cennetü'l Muallâ'da Cenâb-ı Hatîce'nin kabrinde, Abdülmuttalib Hazretlerinin, Ebû Tâlib'in kabrinde de öyle...Hem de kabristana ayakkabılarıyla girmiyorlar...Efendi Hazretleri İran'dan gelen fitneler hakkında buyurdular ki :
Ben ehl-i sünnet ve'l cemâatden bir adamım, Şîa'yı sevmem...Hazret-i Ömer radıyallahu anh "Keşke İran'la komşu olmasaydık da aramızda aşılmaz denizler olsaydı zîrâ Bütün fitneler İran'dan gelecekdir" demişdir...Nitekim ne fitne çıkdıysa İran'dan çıkmışdır ama yine de müslüman kardeşlerimizdir, "lâilâheillallah muhammedü'r resûlullah" diyorlar...