İsm-i Zât : الله ALLAH

11 Temmuz 2017 tarihinde yayınlanmıştır.

Zikrullah
ALLAH 
Celle Celâluhû

Bu isim, "Esmâ-yı Husnâ"nın sultânıdır. Cenâb-ı Hakk'ın bütün esmâ ve sıfatını câmi'dir yani bütün isimler ve sıfatlar, ALLAH ism-i celîlinde toplanmışdır. Yerine göre bazen "İsm-i Celâl", bazen de "İsm-i Zât" denilen bu isim, sadece Cenâb-ı Hakk'a mahsûsdur, O'ndan başkası için aslâ kullanılamaz. Bu isim o derece husûsî ve yegânedir ki hiçbir dile tercüme de edilemez. Cenâb-ı Hakk'a nisbet edilen "tanrı", "ilâh", "rab" gibi isimler aslâ bu ismin karşılığı olamaz.

İmâm Gazâlî, "el-maksadu'l-esnâ fi şerhi meânî esmâillahi'l-husnâ" adlı eserinde bu isim hakkında şöyle buyuruyorlar :
Şunu bil ki, Allah'ın isimlerinin en büyüğü bu isimdir. Çünkü bu isim, hiçbir şeyi dışarıda bırakmayacak şekilde Allah'ın sıfatlarını toplayan bir isimdir ve zâtullaha delâlet eder. Halbuki diğer isimlerden her biri, ilim, kudret, fiil gibi tek bir ma'nâya delâlet eder. Allah, bu isimlerin en husûsî olanıdır. Çünkü bu isim, ne hakîkî ne de mecazî olarak, O'ndan başkası için kullanılamaz. Alîm, Kadîr, Rahîm gibi isimlerle başkaları da isimlendirilebilir.
Niyâzî Mısrî Hazretleri de bir eserinde ALLAH ismi hakkında şöyle buyuruyorlar :
Allâh ismi, cümle esmâya delâlet eder. Diğer isimlerin herbiri başka başka ma‘nâlara delâlet eder. Meselâ Rahmân Rahîm'e, Rahîm Gafûr'a, Gafûr Şekûr'a delâlet etmez. Ama lafzatullâh, cemî‘-i esmâ-yı ilâhiyyeye delâlet eder. Onun için buna "ism-i zât" ve "müstecmi‘-i cemî‘-i sıfat" denir. Allâh te‘âlâ öyle Allâh'dır ki, yalnız göklerde veya yerlerde veya sağda veya solda veya önde veya artda istemek cehildir hattâ altı cihetin hepsinde birden istemek de cehildir. Zîrâ altı cihet, ancak ‘âlem-i şehâdetdedir. Âlem-i melekûtda, ‘âlem-i ceberûtda ve ‘âlem-i lâhûtda cihet diye bir şey yokdur. Hakk ise her vârın bir uğurdan mecmû‘udur. Meselâ Zeyd'in eline Zeyd demezler, ayağına ya da gözüne ya da kulağına ya da ağzına ya da burnuna ya da aklına ve hayâline ve fehmine ve vehmine...Hâsıl-ı kelâm a‘zâsından hiçbir ‘uzvuna yâhûd kuvvâsından hiçbir kuvvetine demezler ki, Zeyd şurasıdır ya da şurasındadır. Belki Zeyd deseler, mecmû‘unu murâd ederler. İşte bir kimse, Allâh te‘âlâyı bu kemâlât ile mutâla‘ada olsa, o kimsenin bir saat böyle fikri, böyle fikretmeyenlerin bir sene diliyle zikrinden hayırlıdır. Böyle câmi‘lik yüzünden olan tefekkür sâhibini cezbeye yetişdirir ki, “cezbetün min cezebâtir rahmân tevâzî ‘amelüs sekaleyn” yani "Allâh'ın cezbelerinden bir cezbe, cümle ins ü cinnin ameline denkdir" buyurulmuşdur.
Kulun Hisseleri
  • BEDENEN : Cenâb-ı Hakk'a tâ'at ve emirlerine itâ'at etmek.
  • KALBEN : Tam ma'nâsıyla tevekkül etmek ve rabt-ı kalb etmek.
  • RÛHEN : Müncezib ve meşgûf olmak yani Allah'a iştiyâk ve O'nun aşkı ile yanmak.
  • SIRRAN : Mâsivâdan sıyrılmakdır.
İsmin Hassaları
  • Cuma günü harf-i nidâ ile yani YÂ ALLAH diyerek bin kerre okumayı vird edinen kimse, velîler zümresine dâhil olur. 
  • Cuma günü namazdan evvel gusül abdesti alarak yüz kerre YÂ ALLAH diye okuyan kimse, istediğine nâil olur. 
  • Her gün bin defa YÂ ALLAH diye zikreden kimse, ma'nen ilerleyerek kalb-i selîme erişir.
  • Bir hastaya iki yüz kerre okunsa, hastanın eceli gelmediyse, mutlakâ şifâ bulur.
Esmâda kalma, müsemmâyı bul!
Listeye geri dön