16 Mart 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
O Kelime-i Tayyibe lisânından câri olarak, "Lâilâheillallah", "Allah Allah" diyerek ölmek var, bir de Azrâil'den kaçmak var. Hangisini istiyorsun?
Hepimizin başına gelecek. Efendiler! Gençler! Yaşlılar! Benimle yaşdaşlar! Bundan kurtuluş yok. Bırakın bu kafayı! Allah'a karşı isyândan bir şey çıkmaz.
Kasadaki paralara sâhib olamazsın, hesâbını senden sorarlar. Vârislerin yer, hesâbı senden sorulur.
İbâdet ve taat sâhibi ol. Sen bakma insan şeytanlarına. Onlara tâbi olma sakın ha! Onlar şeyh sûretinde, hoca sûretinde, hacı sûretinde görünebilirler. "Ne varmış namazda, ne varmış zekâtda. Kalbin temiz olsun, kıçın semiz olsun" filan, sonra yevm-i kıyâmetde bunlar hiç bir fayda vermez.
Kabirden içeriye girer girmez sorulur, "Bu zât hakkındaki malûmatın nedir?". Bu zât, bu zât, kim o zât-ı âlî-kadir, kim biliyor musun? Rahmeten-lil-âlemîn Muhammed Mustafâ. Evvelâ ondan sorarlar. Namazını kılıp, amellerini ihlâs ile yapdınsa bülbüller gibi cevap verirsin, "Nasıl tanımam. Allah'ın mahbûbu, habîbi, Muhammed'i, rahmeten-lil-âlemîn, Muhammed Mustafâ".
İşte Kur`ân O'na nâzil olmuşdu, beş vakit namaz O'nun ümmetine farz olmuşdu, Ramazan orucu O'nun ümmetine farz olmuşdu, Kur`ân O'na nâzil olmuşdu, cennet O'na vaad olunmuşdu, cennet O'nun dostları için hazırlandı, cehennem O'nun düşmanları için hazırlandı. Muhammed Mustafâ, sallallahu aleyhi vesellem.