3 Nisan 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
19. asır ricâlinden Keçecizade İzzet Molla, bir müddet Keşan'da sürgünde kalmış, orada yaşadıklarını Mihnet-keşân nâmındaki eserinde edebî bir dille ifâde etmişdir. Bu kıymetli eserdeki manzûmelerden biri de Keşan'daki bir Ramazan davulcusu hakkındadır. "Sıfat-ı Pâsbân-ı Bed-manzar u Bed-elhân" başlıklı bu manzûmede davulcunun ne kadar kötü görünüşlü ve bed sesli olduğunu pek zarîf sûretde beyân eden İzzet Molla, şimdiki Ramazan davulcularının zulmüne marûz kalan herkese de tercümân olmuşdur.
Sıfat-ı Pâsbân-ı Bed-manzar u Bed-elhân
Fakat geceler vardı bir pâsbân
Bed-elhân u bed-sûret ü bed-zebân
'Aceb bekçi kim pâsbân-ı felek
Sadâsın işittikçe öğmek gerek
Gelir ehl-i tab'a eğer konsa hem
Yanında eşek bülbül-i hoş-nağam
Çomak kolları karnı güyâ dühül
'Alâ-zu'mihi'l-bâtıl üstâd-ı küll
Çıkık göğsü mânend-i dümbelek
Sadâ hirre vü kaz ile müşterek
Katî bü'l-'aceb heykeli var idi
Başında biraz da keli var idi
'Acebdir ki hem kel idi hem fodul
Olur olmaza çalmaz idi davul
Yarım nağmecik eksik etmek muhâl
Bütün dinlemezsen eder infi'âl
Gelüp ibtidâki gece çaldı saz
Nedir çâresi dinlemişdik biraz
İkinci gece geldi ol bed-sadâ
Hudâ kimseyi etmesin mübtelâ
O şeb de ne hâl ise sabr eyledim
Tahammül ile nefse cebr eyledim
Üçüncü gece kalmadı tâkatim
Dedim mûsıkî ile yok ülfetim
Heder olmasın nağme-i cân-güdâz
Varup başka yerde çağırsın biraz
Koyunca uşak destine bahşîşi
Hemân karnının tab'a dönmüş şişi
Olup münfa'il akçeyi etdi redd
Demiş olsa gencîne-i lâ-yu'add
Tamâm olmadan bestehâ-yı sakîl
Alup akçeyi kendim etmem rezîl
O şeb fi'l-hakîka edüp infi'âl
Demiş bir dahî gelmek emr-i muhâl
Mukadder imiş dinledik üç gece
O üç geceden görmedim güç gece
Harâm etdi zâlim bana uykuyu
Gözüm Yûsuf-ı hâba oldu kuyu
Girerdim dolaba hicâb etmesem
Cünûndan eğer ictinâb etmesem
Hayâli girip hâbıma gâhîce
Dalardım yemm-i dehşete ol gece
Kedi mavlasa bekçi geldi sanup
Okurdum iki yanıma uyanup
Bir ay çıkmadı nağmesi gûşdan
Berî etdi kâfir beni hûşdan