Kabağın Sâhibi Râzı Olmadı

14 Nisan 2016 tarihinde yayınlanmıştır.

Muzaffer Efendi
Muzaffer Efendi Hazretlerinin münâsebet düşdükçe anlattıkları hikmetli bir kıssa da şudur...

Dervîşin biri berbere gitmiş, tıraş oluyormuş...Tıraşın ortasında içeri bir kabadayı girmiş ve dervîşin kafasına bir tokat atarak :

"Kabak olmadı mı daha! Kalk bakalım oradan, önce ben tıraş olacağım..." demiş...

Dervîş hiç itiraz etmeden kalkmış, kabadayı oturmuş, berber de onu bir güzel tıraş etmiş...Tıraş bitince kabadayı atına atlamış fakat at huysuzlanmış ve şâha kalkıp dört nala gitmeye başlamış...O ara kabadayı dengesini kaybetmiş, ayağı üzengiye takılmış ve yerlere çarpa çapa kafası paramparça olmuş...At, kabadayının cansız bedeni ile gele gele dervîşin bulunduğu berberin önüne gelip, durmuş...

Bu korkunç manzarayı görenlerden bazıları dervîşe îmâlı îmâlı bakarak şunu demeye getirmişler :

"Erenler, sen dervîş adamsın, affetseydin keşke..." 

Dervîşin cevâbı pek dervîşâne ve ârifâne olmuş :

"Bana öyle bakmayın...Ben râzıydım ama kabağın sâhibi razı olmadı..."


KISSADAN HİSSE

"Ehlullah"a yani Allah dostlarına dil uzatan, hakâret eden küstahlar daha dünyâda iken rezîl ve hakîr olmaya mahkûmdur...Allah, kendisine karşı yapılan edebsizlikleri dilerse affeder ancak sevdiklerine karşı yapılan edebsizliği affettiği görülmemişdir...Hak dostlarına hakâret ederek şöhret sâhibi olacağını düşünen ahmak, zemzem kuyusuna işeyen adamdan farksızdır...Ziyâ Paşa'nın "Bevvâl-i çeh-i zemzemi la'netle anar halk" dediği gibi bu gibiler hep la'net ile anılır...

Ehlullah hazerâtı, فِي مَقْعَدِ صِدْقٍ عِندَ مَلِيكٍ مُّقْتَدِرٍ sırrına mazhar oldukları için kimsenin avukatlığına ve müdâfaasına ihtiyaçları yokdur...Çünkü onların müdâfii bizzat ALLAH'dır...Bu sırra binâen, tarîkat-ı aliyye âdâbındandır ki, bir dervîş mürşidinin aleyhinde konuşulduğunu duysa hattâ bizzat şâhid olsa bile, mürşidini müdâfaaya kalkışmaz!...O meclisi terketmekle iktifâ eder...Buna işâret eden âyet-i celîle de şudur...




ALLAH KÂFÎ

إِنَّا كَفَيْنَاكَ الْمُسْتَهْزِئِينَ
Muhakkak ki alay edenlere karşı biz sana yeteriz...
Sûre-i Hicr, Âyet 95

Muzaffer Efendi Hazretleri bir sohbetlerinde, Resûl-i Ekrem Efrendimiz ile alay eden müşrikler hakkında bilgi verirken, yukarıdaki âyet-i kerîmenin bu gibi edebsizler hakkında nâzil olduğunu beyân ettiler...Nitekim âyetin sırrı tecellî etmiş ve Efendimiz ile alay edenlerin hepsi türlü türlü belâlara uğrayarak geberip gitmişlerdir...Bunların ibretlik âkıbetleri hakkında siyer kitaplarında detaylı bilgiler vardır...
Listeye geri dön