Kabe'ye Hizmetden Efdal Olan İş

18 Ekim 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Tezkiye-i Nefs
Vaktiyle Mekke'deki müşrikler, Ka`be'yi kudsî bildiklerinden ona hizmeti büyük bir şeref addediyor ve kendilerine bundan bir pâye çıkartarak pek böbürleniyorlardı. Cenâb-ı Hakk Kur`ân-ı Kerîminden bu gibi kimseleri itâb ederek buyuruyor ki, "أَجَعَلْتُمْ سِقَايَةَ الْحَاجِّ وَعِمَارَةَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ كَمَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَجَاهَدَ فِي سَبِيلِ اللّهِ لاَ يَسْتَوُونَ عِندَ اللّهِ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ". Meâli şu : "Siz hacılara su dağıtma ve Mescid-i Harâm'ı imâr etme işini, Allah'a ve âhiret gününe îmân edip Allah yolunda cihâd eden kimsenşn işi ile bir mi tutuyorsunuz? Bunlar Allah indinde bir değildir. Allah zâlimler gürûhuna hidâyet etmez".

Hiç şübhesiz Kabetullah mü'minler için de kudsîdir ve ona hizmet kişiye büyük bir şeref verir. Ancak Allah yolunda yapılan cihâd, mücâhede ondan daha makbûl bir işdir, daha fazîletli bir ameldir. Âyet-i celîle bunu beyân etmekdedir. Nitekim sonraki âyetlerde de, Resûl-i Ekrem Efendimizin etrâfında toplanıp O'nunla küffâra karşı cenk ve cihâd edenler medh ü senâ edildikden sonra onlara ne büyük mükâfât verileceği beyân ediliyor. Demek ki düşmana karşı yapılan mücâdele, cihâd, mü'minler için en mukaddes mescid olan Ka`be'ye hizmetden üstündür. Çünkü mü'minler zillet içinde olursa, Ka`be ma'mur olmuş ne fayda.

Bu âyetin zâhirinden çıkan manâdır ve dış düşmanlara karşı yapılan cihâda taalluk eder. Bir de iç düşman meselesi var. Mâdem ki en büyük düşmanımız nefsimizdir, âyet-i kerîmedeki cihâdı, nefs ile cihâd olarak tefsîr edebiliriz. O vakit âyetden şu ma'nâlar çıkar :
  • Ka`be'yi yâhud Ka`be hükmünde olan bir mescidi veyâ dergâhı temizlemek, ihyâ etmek ve oraya gelenlere hizmet etmek güzeldir, hoşdur ammâ nefs ile mücâhede ederek beytullah-ı hakîkî olan kalbi kötü sıfatlardan arındırmak ve nefsi ıslâh etmek bundan daha elzem ve makbûldür. Yani Allah katında daha fazîletlidir.
  • Beytullah hükmündeki bir mescide veya dergâha kapanıp sabahlara kadar ibâdet ve zikir ile oraları ihyâ etmek ve süslemek güzeldir, hoşdur ammâ beytullah-ı hakîkî olan kalbi zikrullah ile ihyâ etmek ve süslemek bundan daha evlâdır, daha fazîletlidir, Allah'a daha sevgilidir.
  • Bugün maalesef nefs ile cihâd neredeyse tamâmen unutulmuşdur, âyet-i kerîmede "su dağıtma" ve "mescidin imarı" tabirleriyle işâret edilen işler ise en makbûl tutulan işler olmuşdur. Halbuki Allah katında asıl makbûl olan ve Resûl aleyhisselâmın "cihâd-ı ekber" diyerek dikkat çekdiği, ehemmiyetini beyân etdiği husûs, nefs ile cihâddır. 
Nefsine mağlûb olan kimse, tıpkı düşmana mağlûb olup zilletde kalan kimse gibi perîşândır. Üstelik bu perîşânlık hâricî düşmana yenik düşenlerin perîşanlığı gibi dünyâ hayâtı ile sınırlı da değildir, ebedîdir. Yani âhiretleri de perîşandır bunların. Nefsine mahkûm olan kimseler bir değil bin câmi de yapsalar, câmilere, mescidlere bin sene hizmet de etseler, bu perîşanlıkdan kurtulamazlar.
Listeye geri dön