5 Eylül 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Allah'ın en büyük nimeti de, Resûl aleyhi's-salâtü ve's-selâmdır. Hazret-i Muhammed'den daha büyük bir nimet olamaz kâinâtda. Onun için Cenâb-ı Hakk Sûre-i Tekâsür'ün nihâyetinde, "Ben size her hâlde nimetlerimden soracağım" diyor. Bunun manâsı, Resûlullah'dan soracakdır Cenâb-ı Hakk Celle ve Tekaddes Hazretleri. Hattâ, şunu iyi biliniz ve gönül defterine kaydediniz ki yakın zamanda bununla karşılaşacaksınız. Bu söylediğim söz ile karşılaşacaksınız. Yani kabre girdiğimiz vakitde ilk soru Resûlullah'dan olacakdır. O gelen melâike ki Cenâb-ı Hakk'ın resûlleridir, ona münkereyn denir, o şu soruyu soracak bizlere, "Rabbiniz kim? Peygamberiniz kim? Şu zât hakkındaki malûmâtınız nedir?" diyecek. Mü'minler, âşık-ı sâdık olanlar, lisânları tutulmayarak, çeneleri kilitlenmeyerek, "Rabbimiz Allah Celle Celâluhû Hazretleri, Peygamberimiz Muhammed aleyhi's-salâtü ve's-selâm ve rahmeten-lil-âlemîn olarak gönderilen peygamberdir ki, bütün peygamberlerin seyyididir, bu âlemin sebebidir, âdemoğullarının mefharıdır, O'na itâat Allah'a itâat, O'na muhabbet Allah'a muhabbetdir" dediği vakitde, diyecek ki melek, "Senin bunun cevâbını vereceğini biz biliyorduk, fakat sünnetullah böyle cereyân etmişdir, istirahat et, rahat et" diyecekler. Burada iki ma'nâ var, "Bu zât hakkında" derken, bir, Resûlullah Efendimizin eşkâlini gösterecekler. Veyâhud âşık-ı sâdık isen bi zâtihî Peygamber'i göreceksin. Yani ilk soru o. Yani âhiret pasaportunda, âhiret pasaportu ki, îmân kağıdı, onun üzerinde Resûlullah'ın imzâsı varsa, benim ümmetim diye, işin kolay ve sehildir, teshîl edilmişdir. Kabrin cennet bahçelerinden bir bahçe olur. Ve hûri ve vildân ve gılmân sana hizmetde ve enîs olurlar. Kâfirler bilmeyecekler, münâfıklar ise, "Müslümanlar ona peygamber derlerdi" diyecekler bu şekilde, sonra onların kabirleri ateşle doldurulacakdır. Haberlerde böyle vârid olmuş, muhbir-i sâdık olan yani haberlerinde sâdık olan Hazret-i Muhammed böyle haber vermişdir, sallallahu aleyhi vesellem.
Efendi Hazretleri bir defasında da aynı husûsda şöyle buyurdular :
Yakın bir zamanda amel sandığına gireceğiz. İyi dinleyin! Yalan değil, böyle olacak! Pâdişahı, paşası, kralı, hacısı, hocası, şeyhi, gedâsı, beyi, hepsi bununla karşılaşacak. İlk soru Hazret-i Muhammed hakkındadır. Gösterecekler, "Bu zât hakkındaki malûmâtın nedir?" diye. Söylediğim yer Müslim'den söylüyorum, Müslim kitâbından. Kur`ân'dan sonra en mühim kitâblarımızdan iki tânesi, sahîhayn, Buhârî ve Müslim vardır, Müslim'den söylüyorum. "Bu zât hakkındaki malûmâtın nedir?" diyecekler. Mü'minler görür görmez, "Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah, bizim sevgilimiz, Allah'ın sevgilisi Muhammed Mustafâ" diyecekler. Münâfıklar diyecek ki, "Müslümanlar ona peygamber derdi, biz onu tanımıyoruz" diyecekler. O vakit azâba giriftâr olacaklar. Mü'minler saâdete erişecek, münâfıkların, kâfirlerin yolu sapacakdır, nâra doğru.
Yâ Rabbi bizi Muhammed'inden ayrıma. O'nun nazar-ı iltifâtıyla nârından âzâd, mazhar-ı zât eyle Yâ Rabbi.
www.muzafferozak.com