Kader Meselesi

İnsanlar kendi kaderlerini kendileri hazırlamazlar. Hayat tesâdüflerle doludur. Onun Almanya'da doğması onun isteğiyle değildir. Hakk onu murâd etmişdir. Ama kader bizim için kapalı bir ilimdir, bilmeyiz biz. İnsan her türlü tedbîri almakla mükellefdir. O da kaderdendir. Meselâ Almanya'dan çıkmış Türkiye'ye geliyor, pasaportunu yapdırması, pasaportunu Türk sefâretinden vize etdirmesi filan filan, şartdır bunlar. Ama bütün bunları yapdıkdan sonra, kaderinde varsa pasaportunu kaybeder, ortalarda kalır. Onun elinde değildir bu. Yola çıkarken yanına para alması lâzım, iyi yere saklaması lâzım. Ama kaderinde varsa unutur, düşürür, çaldırır, çarpdırır filan parasız kalır. Ama parayı alması şart. Çünkü kaderi bilmiyoruz. Allah ilmi kader. Bizim ilmimiz dâhilinde değil. Allah biliyor bizim hakkımızdaki şeyleri. Onun için bize lâzım olan ne varsa yapmakla mükellefiz biz. 

Onun için tarlanı ekeceksin sonra bekleyeceksin. Tarlayı ekmeden mezrûat bekleyemezsin. Evlenmeden, kadınla yatmadan çocuk bekleyemezsin. Allah kâdirdir ama mutlakâ kendine münâsib bir kadın bulacaksın, onunla anlaşacaksın, evleneceksin, sonra çocuk sâhibi olacaksın. Yoksa çocuk yağmur gibi yukarıdan aşağıya inmez. Kadına bakmışsın, kadını beğeniyorsun ediyorsun filan, tam bana uydu diyorsun, tam benim meşrebimde bir kadın diyorsun, alıyorsun, ters çıkıyor. Kaderin işte senin. İstemediğin şeyler çıkdı, o vakit meyûs, mükedder oluyorsun, niçin ben bunu yapdım diyorsun, ağlıyorsun. Halbuki gözün görüyordu, kafan çalışıyordu. Ama senin kafanın çalışması, ilmin, görgün sana fayda vermiyor. Ters çıkıveriyor bazen de. 

Kader faslında, bazı husûslar irâdeye verilmişdir, bazısı irâdeye verilmemişdir. Bazı şey insan irâdesine verilmişdir, bazısı verilmemişdir. Biri irâde-i cüziyyede, biri irâde-i külliyededir. Ne vakit o kaderle karşılaşacağız, ne olacağı bizce mechûldür, o perde kalkdı mı, o vakit karşılaşırız, başımıza geleceği o vakit anlarız, görürüz. Ondan evvel göremeyiz, bilemeyiz. Çünkü Allah'ın irâdesi olmayınca bir yaprak dahi oynamaz. Bizim itikâdımıza göre, bütün kâinât Hakk'ın irâdesindedir. Ne isterse öyle olur. Her emrinde o gâlibdir, biz mağlûbuz. Bir yaprak dahi oynamaz Allah murâd etmeyince. Ama kullara düşen vazîfeyi kullar yerine getirmekle mükellefdir. Allah sana sakal vermişdir, düzeltmesi sana âiddir. Arazi vermişdir, yolu sen açacaksın. Madenler vermişdir, sen kazacaksın, sen çıkartacaksın.

www.muzafferozak.com