Kadere Rızâ Husûsunda Düşülen Büyük Hatâ

26 Ocak 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

Hikmet
Maalesef müslümanların çoğu kadere rızâ gösterme husûsunda büyük bir yanılgı içindedirler. Kötü bir şey olduğunda ya da başlarına bir belâ geldiğinde, "bu da Allah'dan", "takdîr-i ilâhî böyle imiş", "takdîre ne çâre" gibi sözlerle, kendi mesûliyyetlerini görmezlikden gelerek işi Allah'a yükleyenler, bunu da dînin bir gereği imiş gibi yapanlar, çok büyük bir hatâya düşmekdedirler. Zîrâ başa gelen belâları Allah'a yüklemek Cenâb-ı Hakk'a karşı çok büyük bir saygısızlıkdır. Allah zâlim değildir ki kuluna sebebsiz yere belâ göndersin. Allah acımasız da değildir ki her suça anında ve misliyle cezâ versin. Tam aksine, Allah kullarının hatâlarını örter, affeder, suçların çoğuna cezâ vermez, vereceği cezâyı erteler, hatâsında ısrar edenlere verdiği cezâlar da işlenen suçlara göre çok hafif kalır.  

Sûre-i Nisâ'daki "مَّا أَصَابَكَ مِنْ حَسَنَةٍ فَمِنَ اللّهِ وَمَا أَصَابَكَ مِن سَيِّئَةٍ فَمِن نَّفْسِكَ mâ esâbeke min hasenetin fe minallah vemâ esâbeke min seyyietin fe min nefsik" âyet-i kerîmesi bu mesele hakkındadır. Cenâb-ı Hakk bu âyetde, "Başınıza gelen kötülükleri kendinizden, iyilikleri de Allah'dan bilin" buyuruyor. Diğer bir âyetde de, "وَمَٓا اَصَابَكُمْ مِنْ مُص۪يبَةٍ فَبِمَا كَسَبَتْ اَيْد۪يكُمْ وَيَعْفُوا عَنْ كَث۪يرٍۜ vemâ esâbeküm min musîbetin fe bimâ kesebet eydîküm ve ya'fûn n kesîr" buyrulmuşdur. Bu âyetde de yine, "Başınıza gelen musîbetler hep sizin işledikleriniz yüzündendir, üstelik Allah bunların bir çoğunu da affeder" buyrulmuşdur.

Biraz dikkatli düşünülecek olursa, âyetlerin ma'nâsını anlaşılacak ve hikmetleri apaçık ortaya çıkacakdır. Ne çekiyorsak hep yaptıklarımızın cezâsını çekmiyor muyuz? Sigara içen hasta oluyorsa bu, içenin suçu değil mi? Üstelik iki paket içmekle de kanser olunmaz, Allah kuluna geniş bir mühlet verir. Alkollü araba kullanan kazâ yapıyorsa suçlusu kim? Üstelik her alkollü araç kullanan kazâ yapmaz zîrâ Allah çok merhametlidir. Dere yatağına ev yapanın evi, biraz kuvvetli bir yağmurda yıkılıyorsa kabahati kimin? Deprem bölgesinde çürük binâlar yapıp, sonra ilk büyük depremde o binâlar yıkılıp da insanlar ölünce buna "Allah'ın takdîri böyleymiş, ne yapalım" denebilir mi? Diğer belâ ve musîbetleri de bunlara kıyâs edebilirsiniz.

Başına gelen belâları kendi hatâsından bilmeyip de işi Allah'a yükleyenler, yalnız Allah'a karşı büyük bir edebsizlik yapmış olmakla kalmazlar, ayrıca ikinci ve daha büyük bir belâya da giriftâr olurlar. Zîrâ belânın nereden geldiğini bilmemek belânın kendisinden daha büyük bir belâdır. İşin manevi ve uhrevî tarafı bir yana, bu ağır gafletin ve bu koyu cehâletin cezâsı, aynı belâya tekrar tekrar dûçâr olmak ve aynı acıları tekrar tekrar çekmekdir. Belânın nereden geldiğini bilen yani hatâsını anlayan kişi, hatâda ısrar etmez, kendisine çekiş düzen verir ve belânın tekrarından da kurtulmuş olur.

Belânın nereden geldiğini bilmemek ikinci ve daha büyük bir belâdır.
Listeye geri dön