18 Ekim 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem, yatsıdan sonra biraz bir mikdar yatarlar sonra teheccüde kalkarlardı. Sen kalkdın mı hiç teheccüde? "Efendi, bizim kalbimiz temiz, beş vakit namazı bile kılamıyoruz". Bırak bu kafayı! Öyle "Kalbim temiz, vücûdum semiz"le gitme, aldanırsın, sonra çok ağlarsın. Vallahi ne evlâdın, ne paran, ne kasan, ne kesen, ne rütben sana fayda verir. Hiç bir şey fayda vermez. Ancak kalb-i selîm ile varırsan. Kalb-i selîm demek, o kalb ki, içerisinden sivâ çıkmış, içerisi aşkullah, muhabbetullah, muhabbet-i Resûlullah ile tezyîn olmuş, o kalb fayda verir, başka bir şey vermez fayda kıyâmet gününde. Bırak o kafaları, bırak onları.Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Kalbini tathîr eyle!
Kalbini tathîr eyle yani Hakk'ın sevmediği sıfatları kalbinden sür, çıkar ve kalbini muhabbetullah ve muhabbet-i Resûlillah ile süsle. Zîrâ malın, kasanın ve kesenin menfaat vermediği günde, ancak kalb-i selîm sâhibleri Hakk'ın rızâsına ereceklerdir.
Efendi Hazretleri diğer bir hutbelerinde de kalb-i selîm hakkında şöyle buyurdular :
Belki de ömrümüzün son cumasıdır. Geçen cuma bizle beraber namaz kılan zâtın, dün namazını kılıverdik biz. Bir şeyi de yokdu hani. Rütbesi vardı. Dinlemezler rütbeyi filan. Kasası vardı. Hiç faydası yok! "يَوْمَ لَا يَنْفَعُ مَالٌ وَلَا بَنُونَۙ اِلَّا مَنْ اَتَى اللّٰهَ بِقَلْبٍ سَل۪يمٍۜ yevme lâ yenfe'u mâlün velâ benûn illâ men etallahe bi kalbin selîm". Hangi kalbde ki Muhammed Mustafâ'nın muhabbeti vardır, o kimse, kalb-i selîm sâhibidir, o kimseden başka kimse menfaatlanamaz yevm-i kıyâmetde, ne evlâdından, ne kasandan, ne kesenden, ne rütbenden. Belki kasan, kesen, evladın başının belâsı olacakdır yevm-i kıyâmetde, eğer hakkıyla onlara riâyet etmedinse. Eğer rütbeni hakkıyla kullanmadınsa, adl ile iş görmedinse, rüşvetle iş gördünse, rüşvet alıp rüşvet verdirdinse hâlin harâbdır. O, belâ oldu senin başına, o rütbe. Felâketin büyüğü! O paralar öyle oldu, zenginlikler filan.
Bu kalbin içinde bulunan, Resûl-i Ekrem'in sevmediği, Allah'ın sevmediği, Resûl-i Ekrem'in istikrah etdiği sıfatları kalbden çıkaracaksın. Uğraşacaksın buna.
Tecellî-i ilâhî olmaz. Resûl-i Ekrem'in muhabbeti lâyık olmaz kirli kalbe. O bir muhabbetdir ki evvelâ Allah O'nu sevmişdir. O muhabbeti kendi lâyık görürse sana verir o. Allah'ın sevgilisi. İşte öyle bir peygamber-i zîşânın ümmetisin sen. Kur`ân da O'na nâzil olmuş, Kadir de O'na nâzil olmuş.
Tasavvuf, kalb-i selîm meselesi üzerine kurulmuşdur. Sôfîlerin bütün gâyesi, kalbi selîm kılmakdır. Bütün o zikirler, virdler, mücâhedeler, riyâzatlar, hizmetler filan hepsi bu gâyeye erişmek içindir.