Kalb Sağlığı

30 Mart 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

Zikrullah
Büyük velîlerden Atâullah İskenderî Hazretleri buyurmuşlardır ki :
Bir kimsenin, ibâdet  edemediğinde üzülmemesi ve günâh işlediğinde pişmânlık duymaması, o kimsenin kalbinin ölümüne işâretdir.
Cenâb-ı Hakk'ın, Kur`ân-ı Kerîm'de, "إِنَّكَ لَا تُسْمِعُ الْمَوْتَى / Sen ölülere duyuramazsın" âyet-i kerîmesiyle Resûl-i Ekrem Efendimize hitâb ederek, O'nun da'vetini kabûl etmeyenler için "mevtâ" yani "ölüler" demesi, işte bu gibi kalbi ölü olan kimselere işâretdir. Zîrâ kalbi ölen kişiye hiç bir söz, hiç bir nasîhat te'sîr etmez.

Resûl-i Ekrem Efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde  "أَلاَ وَإِنَّ فِي الْجَسَدِ مُضْغَةً إِذَا صَلَحَتْ صَلَحَ الْجَسَدُ كُلُّهُ، وَإِذَا فَسَدَتْ فَسَدَ الْجَسَدُ كُلُّهُ‏ أَلاَ وَهِيَ الْقَلْبُ / Dikkat edin! Bedende bir et parçası vardır ki, eğer o sağlam olursa bütün beden sağlam olur, eğer o bozulursa bütün beden bozulur. Dikkat edin! O, kalbdir" buyurmuşdur. 

Bu hadîs-i şerîf, tıbben de sâbit olan bir hâkîkati dile getirmekden de öte, asıl ma'nevî kalbe işâret eder. Nasıl ki bedenindeki kalbin sağlığına dikkat etmeyenler hastalanır ve ciddî bir ölüm tehlikesi altında kalırlarsa, ma'nevî kalbin sağlığına dikkat etmeyenler de ma'nen hastalanır ve eğer bu hastalıklarını tedâvî ettirmezlerse ciddî bir ölüm tehlikesi altında kalırlar. Tabii bu ölüm, ma'nevî bir ölümdür ki bunun netîcesi maddî ölümle mukâyese bile edilemez zîrâ kalbi ölen kimse ma'nen helâk olduğu için ebediyyen hüsrânda kalacak demekdir.

Öyleyse kalbindeki hastalığın emârelerini farkeden kişi, durumun vehâmetini anlamalı ve hemen tedâvî için teşebbüsde bulunmalıdır. Peki kalbinde hastalık olan kişinin tedâvîsi nasıl yapılır?

Bilenler bilir ki her tedâvînin iki yönü vardır. Biri hastalığa sebeb olan şeylerden kaçınmak diğeri de hastalığı iyi edecek ilaçlar kullanmakdır. Kalb hastalığına sebeb olan şeyler günâhlar ve o günâhlara sebeb olan ucub, kibir, hased, riyâ, gadab, şehvet, kîn gibi şeytânî sıfatlardır. Kalbin rahatsızlığını ortadan kaldıracak devâ ise zikrullahdır.

Sanma ey hâce ki senden zer ü sîm isterler
"Yevme lâ yenfa'u"da kalb-i selîm isterler
Listeye geri dön