Kalbe Gelen İlhâmın Menşei Nasıl Anlaşılır?
13 Şubat 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Kalbe gelen ilhâmlar şeytânî de olabilir rahmânî de. Sûre-i Şems'deki "فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا fe elhemhâ fücûrahâ ve tekvâhâ" âyeti buna işâret eder. Peki kalbimize gelen ilhâmâtın şeytânî mi yoksa rahmânî mi olduğunu nasıl anlarız? Muhakkikler bunun usûlünü şöyle ta'rîf etmişlerdir :
- Öncelikle Kitâbullah'a ve Sünnet-i Resûlullah'a bakılmalıdır. Eğer kalbimize gelen ilhâm bunlara uyuyorsa rahmânî, uymuyorsa şeytânîdir.
- Kur`ân'a ve Sünnet'e vâkıf olmayanlar, âriflere ve ilmi ile âmil olan âlimlere sormalıdır.
- Soracak bir ârif ya da âlim bulamayanlar kendilerine ilhâm olunan şeyi evliyâullahın ve sâlihlerin hâlleri ile mukâyese etmelidir.
- Bu mukâyeseyi yapabilecek bilgisi olmayanlar, sâlih bir arkadaşına danışmalıdır.
- Bunlardan hiç birine muktedir olmayan kimse, vicdânının sesini dinlemelidir.
Kalbine gelen ilhâmın menşeini bu sıraya riâyet ederek araştıran kişi, bi-inâyetillahi te'âlâ, o ilhâmın rahmânî mi şeytânî mi olduğunu anlar.
Listeye geri dön