Kalbi Arıtmak Şart

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :

Allah'a inanan, resûller resûlü Hazret-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâma îmân eden, öldükden sonra tekrar dirilip huzûrullaha vararak, Allah huzûrunda dünyâda yapdıklarının hesâbını vermeği kabûl eden, Allah'ın cennetine tâlib, rızâsına râgıb, cemâline âşık olanlar!

Bundan evvelki hutbelerimizde de söylediğimiz gibi, Allah'ın bize lutf u keremi, en yüce nimeti, îmândır. Bu îmân, her kula müyesser olmaz. Allah dilediği kulunu hidâyete, dilediği kulunu da dalâlete götürür. Allah bize îmânı nasîb etmiş, bizi kendisine kul, habîbi Muhammedine ümmet etmiş, bize Kur`ân-ı Kerîm ile hitâb eylemişdir. Dünyâ hayâtımızda bazı sıkıntılar da görsek, âkıbet bizimdir, istikbâl bizimdir, ebedî saâdet bizimdir. Bu âlemden sonraki âlemde, bu âlemde edilen îmânın faydası görülecekdir. 

Îmânın makarrı yani bulunduğu yer kalbdir. Kalb, Allah'ın mir`âtıdır. Allahu Tealâ, her bir kalbe günde yetmiş bin defa nazar eder. Îmânın da makarrı burasıdır. Îmân, kalb ile tasdîk, lisân ile ikrârdır. Bir adam lisânen "ben müslümanım" dese, kalble inanmasa o adam münâfıkdır. Kalble inansa, lisânla söylemese, onun müslüman olduğunu bilmeyiz, bilmediğimiz için de ona islâm muamelesi yapmayız ama o kimse mü'mindir. 

İşte bu mukaddes cevherin yani îmânın makarrı kalbdir. Kalbde yedi kötü sıfat vardır. Bu sıfatlar o kalbde olduğu müddetçe îmân oraya dâhil olmaz yani o kalbe îmân girmez. Onun için Rabbim Allah, Peygamberim Muhammed Mustafâ aleyhissalâtü vesselâm diyen kişi, bu yedi sıfatı kalbinden ihrâc edip atacak. Nasıl ki zâhirimizde, vücûdumuzun bir tarafında yâhud elbisemizde necâset olursa namaz câiz olmadığı gibi, kalbimizdeki bulunan necâset de çıkmayınca îmân oraya giremez. Zâhirimizi temiz tuttuğumuz gibi, necâsetden, pislikden arıttığımız gibi, kalbimizi de bu yedi sıfatdan arıtmamız lâzım geliyor. Bu yedi sıfat şunlardır : Kibir, riyâ, ucub, hased, gadab, hubb-i mâl, hubb-i câh.

www.muzafferozak.com