18 Ocak 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
İsmâil Hakkı Bursevî Hazretleri Kitâbü'n-Netîcesinde buyuruyorlar ki :
Neş'e-i âhirede anâsır telattuf eder. Bu cihetden ekl ve şürb ve menâm ve imtihât ve tebevvül ve tegavvut ve emsâlini iktizâ etmez. Pes, insân ol vakitde gerçi sûret-i beşerdedir, fe-emmâ hükm-i melekdedir. Ve bu dünyâda ba'de't-tezkiye hâl-i insân-ı kâmil dahi böyledir. Yani hâl-i âhiret hâl-i dünyâya kıyâs olunmadığı gibi, ki biri latîf ve biri kesîfdir, hâl-i insân-ı kâmil dahi hâl-i insân-ı nâkısa kıyâs olunmaz, ki biri nûrânî ve biri zulmânîdir. Ve nûrânînin hükmü bekâdır. Onun için cismine inhilâl gelmez. Zîrâ bâkî-billâhdır. Ve onun için nasab ve lugub yokdur, ehl-i cennete olmadığı gibi. Nasab hareketden ve lugub 'amelden hâsıl olan zahmet ve rencdir. Bu cihetden rûh-ı insân-ı kâmil, neşât-ı dâim üzerinedir. Eğerçi bi-hasebi'l-mevtın cânib-i beşeriyyetine nev'an köhnelik 'ârız olur, fe-emmâ yine makâm-ı tâ'atde kâimdir. Zîrâ ism-i Kayyûm ona nâzırdır, belki 'âlemin kıyâmı onunladır. Onun için dâimâ teyakkuz üzerinedir. İşte, "لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ" sırrı budur. Yani bi-hasebi'l-beşeriyye sine ve nevm ahz etmek infitâh-ı basîretine mâni' değildir. Nitekim bu makâma işâret edip hadîs-i nebevîde gelir, "نَحْنُ مَعَاشِر الأنبياءِ تنام عيوننا ولا تنام عيون قلوبنا" (Biz peygamberler topluluğuyuz, uyuyan ancak gözlerimizdir, kalblerimiz uyumaz). Maksûd-i a'zam ise basâirin hâb-ı gafletden bîdâr olmasıdır. Çünki bu ma'nâ hâsıl ola, ebsârın sûret-i menâmda olduğu zarar vermedi. Zîrâ bu menâm yakaza hükmündedir. Eser-i yakaza-i kalb ve basîret ona sârîdir. Nitekim mevt-i tabîîden sonra beden-i insân-ı kâmil, hayy hükmündedir. Zîrâ bereket-i rûh-ı ilâhî ona sârîdir. Ve bir nühâs ki iksîr-i a'zamın sereyânını kabûl eyleye, onun rûhâniyyetiyle ebedî zindedir ve ona teğayyür gelir demek bu fennin cühelâsından sâdır olmuşdur.