11 Şubat 2025 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Ben neyim bilmek nedir tefhîme kudret kalmadı
Oldu dil pâmâl-i 'aşk tebyîne tâkat kalmadı
El ayak dil göz kulak işler fakat fâ'ili kim
Ya bu ten ne cân nedir fikr ü irâdet kalmadı
Gâh melek gâhi felek gâhi tabî'at de dedim
"Lâ uhıbbu'l-âfilîn" fânîye rağbet kalmadı
Gitdi darlık geldi varlık sırr-ı Hakk oldu 'ayân
Benliğim atdım anı isbâte hâcet kalmadı
Yerde gökde yok deme Allah'ı yer gök yok durur
Ya mekân var ya Hudâ ayrı kanâ'at kalmadı
Zâhir-i eşyâya bakma zâhir u bâtın O'dur
Evvel âhir sendedir başka rivâyet kalmadı
Ne mekân var ne zamân Hakk'sız cihât u nesne yok
Şems-i tâbândan kamer nûr aldı zulmet kalmadı
Bu temaşâ-gâh-ı 'âlemden garaz sırrın bilen
Eyledi tekbîr kıyâm secde kırâat kalmadı
'Âzim-i râh-ı bekâ hep oldu bî-havf ü recâ
Mutmainnü'l-kalb-i 'ârifde haşyet kalmadı
Bunca elfâz u hurûfun mebdei bir noktadır
Kânı bir sâni'i bir fikr-i ma'iyyet kalmadı
On sekiz bin 'âleme girdin unutdun kendini
Renge aldandın ulu da'vâya 'avdet kalmadı
Emr-i "kün" te'sîridir olmuş olacak her ne var
Ân-ı dâimdir Kemâlî şekl-i rü'yet kalmadı
Osman Kemâlî Efendi
Kuddise Sırruh