Kâmetin Sırları

29 Şubat 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

Hikmet
Şeyhü'l-Ekber Muhyiddîn İbn Arabî Hazretleri buyuruyorlar ki :
Ezân, namaz vaktinin girdiğini bildirmek ve câmilerde toplanmaya çağırmak için, kâmet ise ilâhî münâcata çağırmak içindir. Bunun bâtınî îzâhı şudur. Ezân, Hakk'ı müşâhede etmek üzere zâtların temizlenmesi için ilâhi tecellîyi bildirmekdir. Kâmet ise, o tecellî geldiğinde ayağa kalkmakdır. "يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَۜ yevme yekûmü'n-nâsü li- rabbi'l-âlemîn" âyet-i kerîmesi buna işâretdir.
Hazret-i Şeyh kâmete ismini veren "kad kâmeti's-sâlah" cümlesini de şöyle îzâh buyuruyorlar :
Kâmetin elfâzı ezânın elfâzıyla aynı olduğu için bâtınî tefsîri de aynıdır, bir tek kâmet cümlesi hâriç. Kâmet ezândan bir tek bu cümleyle ayrılır ve bu cümle yani "kad kâmeti's-salah", geçmiş zamânı ifâde eder. Halbuki namaz henüz kılınmamışdır. Demek ki, kâmet, namazı beklemek için mescide gelen, namaza gelmek için yolda bulunan, namaz için abdest almakda olan veya abdeste başlamasa bile abdeste niyetlenen kullar için Allah'dan bir müjdedir. İnsan bu hâllerin birinde vefât edecek olsa, namazı kılmış gibi mükâfât alır. Şâri', işte bu sebeble  geçmiş zaman lafzını kullanmışdır. Namaz fiilen kılındığından ise, insan bilfiil namaz kılan kimsenin sevâbını alacağı gibi, aynı zamanda namaza gelmeden önce yukarıda zikredilen aşamalardan birinde ölmüş olan bir kimsenin alacağı ecri de alır. "Namazı bekleyen, beklediği sürece namazdadır" buyrulmuşdur. İşte bu sebeble kâmetde geçmiş zaman lafzı kullanılmış yani "namaz başladı" ifâdesi konulmuşdur.
Şeyhü'l-Ekber Hazretleri kâmetdeki diğer bir sırrı da şöyle beyân buyuruyorlar :
Namazın ikâme edilmesi demek, bütün unsurlarının tam ma'nâsıyla yerine getirilmesi, hiç bir şeyin eksik bırakılmaması demekdir. Halbuki namaz kılanların çoğu namazı bu mükemmellikde kılamaz, eksiklerle ve hatâlarla kılar. Kâmetdeki mâzî sigasının bir hikmeti de şudur ki Allah namaz kılan kişiye ecrini tam olarak verir, her ne kadar o kişi namazı mükemmelen kılamasa da.
Bu îzâhlardan da anlaşılacağı üzere namazı cemâatle kılmak, münferiden kılmakdan çok daha hayırlıdır. Nitekim Peygamberimiz bir hadîs-i şerîflerinde "Cemaatle kılınan namaz, ferden kılınan namazdan yirmi yedi derece üstündür" buyurmuşlardır.


Gönül tıflı demâdem ders alırsa pîr-i vahdetden
Olur elbette müstahrec bu esrârı hüviyyetden
Müderris 'aşk dürür 'ilm-i ledünnî dersine ey cân
Mülâzım ol o dergâha haberdâr ol hakîkatden

Listeye geri dön