30 Ağustos 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
"Ve'l-asri inne'l-insâne le fî husrin". Muhakkak insanlar husrândadır. Kim olursa olsun, bütün beşer husrândadır. "İllezîne âmenû". Bundan müstesnâ ancak onlardır ki Allah'a îmân ettiler. Allah'a yakîn bir îmân ile îmân ettiler yani Allah'a îmânlarını yakîne getirdiler. Nereye giderlerse gitsinler, nerede olurlarsa olsunlar, kiminle olurlarsa olsunlar, Hakk'ın kendilerini gördüğünü bildiler. Her ne kadar kendileri Hakk'ı görmese de.
Halbuki Hakk'ın kuvvet ve kudreti, gözleri açık olanlar için, apâşikârdır. Hakk cemâlini görmeyenler gözleri a'mâ olanlardır. Bunlar, baş gözü değil kalb gözü görmeyenlerdir. Nereye dönsen, Hakk'ın cemâline dönersin. Allah Kur`ân'da "فَأَيْنَمَا تُوَلُّواْ فَثَمَّ وَجْهُ اللّهِ Fe eynemâ tüvellû fe semme vechullah" buyuruyor. Yani ne tarafa dönerse dön Hakk'ın vechine dönersin. Ne tarafa dönsen, Allah, mekândan münezzeh olarak tecellî eder.
Sen Hakk'ı görmesen de, Allah'ın seni gördüğünü bilmen ve bunu yakînen anlaman senin sâhib-i ihsân olduğunun yani îmânda kemâle erdiğinin işâretlerindendir. Bilhassa namazda. Yoksa vücûdu kıyâmda ama aklı başka yerde, göğsü kıbleye dönmüş ama kalbi başka tarafda olanların namazı da îmânı da sarsak olur. Allah'a Öyle bir îmân ile îmân et ki, Allah'ın her anda ve her yerde sana senden yakın ve seninle berâber olduğunu ve sevilmeye lâyık olduğunu bil. Dâimâ O'nunla berâbersin. Allah'ı dâimâ yanında bil. Çünkü Cenâb-ı Hakk Kitâb-ı Kerîm'inde "وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ Ve nahnü akrebü ileyhi min hablil verîd" yani "Biz size sizin can damarınızdan daha yakınız" buyuruyor. Sen şimdi kendini Allah'a yaklaştır. Hakk sana yakın, sen kendini Allah'a yaklaştırmaya çalış.