13 Eylül 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Kande ise 'ârif-i billâh olandır yârımız
Aşinâ-yi ders-i vahdet mahrem-i esrârımız
Künhümüz keyfiyyetimizden bizim 'âciz cihan
Kubbe-i dilde özünü gizlemiş Settârımız
Hiss-i hayvânî beni görmez dedi vahyinde Hakk
Dîde-i insân gerekdir görmeğe dîdârımız
Turfa bu kim cümle özlerde öz olup sırr iken
Yine her yüzden görünür ol bizim 'ayyârımız
Biz o nûr-ı Kibriyâ'yız zâtımız gün gibidir
Serteser hep kaplayupdur 'âlemi envârımız
Bî-nişân u lâ-mekân evsâfının tahkîkidir
Mâ'adâ-yi ehl-i zevk anlayamaz güftârımız
Merkez-i 'âlemde hâlâ kutb-ı vaktiz şübhesiz
Vahdet üzre devr eder her dem bizim pergârımız
Fânî-i fillâh olup erdik bekâbillâha biz
Zâhir u bâtın serâpâ cümle Hakk'dır vârımız
Dest-i kudret bizi bîr meclâ-i a'zâm eylemiş
Zâhir u bâtında uymaz kimseye reftârımız
Cilvegâh-ı Hazret-i Hakk heykel-i mahsûsumuz
Sırrımız fehm etmeden hor bakmasın ağyârımız
Bir tecellîdir dü 'âlem ehl-i vahdet 'aynına
Anladın mı kim-dürür inkârımız ikrârımız
"Semme vechullah" ile bildik dü 'âlem 'ayn-ı Hakk
Anın içün bir şeye baş eğmedik yok 'ârımız
Vahdete ayak basup kesretden âzâd olalı
Her nefesde gönlümüz alır ele dildârımız
Biz münâdînin münâdî idüğün fehm edeli
Her nefesde Hakk'dan âgâh olmada ezkârımız
Biz tabib-i vahdetiz tiryâk-ı 'aşk içiririz
Derd-i şirkden hasta vü mecrûhadır bîmârımız
Müşterî-i dürr-i vahdet fırkasına girmeyen
Nakd-i 'aşkı olmayanla yok-dürür bâzârımız
Gonca-i vahdet açılup 'âlemi şâd etmede
Nice gülsün halk içinde zâhid-i pür-kârımız
Şîşe-i kudret-dürür dil inkisârından sakın
'Âkıbet berbâd olur elbette dil-âzârımız
Biz melâmî zümresiyiz sun'umuz matbû' değil
Zâhidâ zâhir-peresti ürkütür etvârımız
Biz muvahhid 'askeriyiz şimdi serden geçmişiz
Hamdülillah ölmeziz Mansûr'dur serdârımız
Dâr-ı mülk-i Kibriyâ'dır kalbimiz bil Gaybiyâ
Saltanat bulmak dilersen andadır hep kârımız
Sunullah Gaybî
Kuddise Sırruh