21 Haziran 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Kazâ ve Kader tabirleri islâm âlimleri ve ehlullah hazerâtı tarafından birbirine zıd olarak tarîf edilmişdir. Yani bazılarının kazâ tarifi bazılarının kader tarîfine, yine bir tarafın kader tarîfi diğer tarafın kazâ tarîfine denk düşer. Bunu bilmeyenler, yanılabilir, tenâkuza düşebilir. Bize göre kader, Cenâb-ı Hakk'ın olacak olan her şeyi ilm-i ezelîsiyle bilmesi demekdir. Yani kader, ilmullahdır. Kazâ ise, ilm-i ilâhînin eşyâ ve fiillerle zûhurâ gelmesi, yani ezelde takdîr edilenin tahakkuk etmesi, gerçekleşmesi, ortaya çıkmasıdır. Bu itibarla kadere ilim, kazâya ise malûm denebilir. Nitekim büyük mürşidlerimizden Köstendilli Ali Efendi Hazretleri şöyle buyuruyorlar :
Kur`ân-ı Kerîm'deki mâzî sîgasıyla gelen her şey ilim ifâde eder. Meselâ, "رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُۜ" âyet-i celîlesinde olduğu gibi. Hâl ve istikbâl sîgasıyla geçen her şey ise malûmu ifâde eder. "يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُٓ" âyetinde olduğu gibi. İlim kader, malûm kazâ mertebesindedir. Kazâ kaderin tafsîli olduğu gibi malûm da ilmin tafsîlidir. Meselâ bulutların toplanması kaderdir. Yağmurun yağıp yağmayacağı muhtemeldir. Bir avuç mikdarı bile yağsa yağmur kazâ olur. İşin tasdîk edilmesinden önceki kazâ, kaderdir, ondan sonra kazâ olur. Kader muallak durumdaki kazâdır. Kader ezelde zuhûr edenler ile ezelde hükmüne mühür vurulanlarda yokdur. Kader bu ikisi arasındaki üçüncü bir tabakada yer alır.