23 Şubat 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Nasreddin Hoca'nın en meşhûr hikâyelerinden biridir :
Hoca bir gün komşusundan ödünç bir kazan ister. İşi bitince kazanı iâde ederken içine küçük bir kazan koyar. Komşusu şaşırarak küçük kazanın nereden çıktığını sorunca Hoca "Senin kazan doğurdu, bu onun yavrusudur" diye cevap verir. Hoca'nın komşusu zevkden dört köşe olur. Ne de olsa bedavadan bir kazan sâhibi olmuşdur. Aradan biraz zaman geçer. Hoca aynı komşusundan yine kazanını ödünç ister. Adam güle oynaya kazanı verir. Bir gün, iki gün, üç gün derken haftalar geçer ama kazan bir türlü geri gelmez. Nihâyet bir gün adamın sabrı tükenir ve Hoca'nın kapısına dayanır. "Bizim kazan ne oldu Hoca?" diye sorar. Hoca mahzûn bir edâ ile "Senin kazan sizlere ömür, maalesef vefat etti" der. Komşu sinirlenir ve "Hoca! Sen ne diyorsun? Hiç kazan ölür mü? Kazanın canı mı var ki ölsün?" diyerek Hoca'ya çıkışır. Hoca şu cevâbı ile unutulmayacak bir ders verir : "Kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne mi inanmıyorsun?!"
DERS
İnsanoğlu başına iyi bir şey gelince, bir ni'mete erince hemen sevinir. Bu ni'meti hak edip etmediğini hiç düşünmez. Kendisine gelen ni'metin nereden geldiğini de pek araştırmaz yani üzümü yer bağını sormaz. O ni'meti verenin Allah olduğunu idrâk edip şükrünü yapmaz. Allah'ın bu ni'meti kendisine meccânen verdiğini yani o nimeti hak edecek bir iş yapmadığını da düşünemez. Allah'ın dilediği zaman o ni'meti geri alacağaını da hiç hesâba katmaz. Ne zaman ki Allah verdiği ni'meti insanın elinden alır, işte o zaman insan hemen isyân eder. Başına gelene sabretmez, rızâ göstermez ve "Bu felâket neden benim başıma geldi?", "Ben bunu hak edecek ne yaptım" gibi sözlere Allah'a karşı itirâzda bulunur ve nankörlük eder.
Sûre-i Hûd'daki "وَلَئِنْ أَذَقْنَا الإِنْسَانَ مِنَّا رَحْمَةً ثُمَّ نَزَعْنَاهَا مِنْهُ إِنَّهُ لَيَئُوسٌ كَفُورٌ /Ve le in ezaknâl insâne minnâ rahmeten sümme neza'nâhâ minhu innehû le yeûsun kefûr" âyet-i kerîmesi bu hakîkati beyân eder. Cenâbı Hakk buyuruyor ki : "Eğer insana tarafımızdan bir rahmet tattırır ve sonra o ni'meti çekip geri alırsak insan, son derece ümitsiz ve son derece nankör olur"
Her kuluna her ânda
Geh kahr u geh ihsânda
Her ânda O bir şânda
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler
Geh mu’tî u geh mânî’
Geh dârr u gehî nâfî’
Geh hâfid u geh râfî’
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyle
Geh bây ider geh miskîn
Geh hurrem ü geh gamgîn
Geh şûh u gehî sengîn
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler