14 Mayıs 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Büyük velî Seyyid Ahmed er-Rıfâî Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî Hazretleri buyuruyorlar ki :
Ey oğlu! Bilmiş ol ki, kul Allahu Teâlâ'nın hükmünde mutlakâ gâlib, idâre etdiği ve hükmetdiği şeylerde alîm ve hakîm, nefsinin ise güzeli ve çirkini bilme husûsunda câhil olduğunu bilirse, Allah'ın hükmüne ve kazâsına râzı olur. Rızâ kalbin Hakîm olan Allah'da sükûn bulması ve teslîmiyyetle berâber ihtiyârı terk etmesidir. Nefse, kazâya râzı olmakdan daha ağır gelen başka bir şey yokdur. Çünkü kazâya rızâ, nefs ve hevânın rızâsına muhâlefetdir. Nefsinin rızâsına karşılık, Allah'ın rızâsını tercîh eden kullara müjdeler olsun!
Rivâyete göre Hazret-i Mûsâ, bir münâcâtında şöyle diyordu : " Benden önce hiç bir beşerle konuşmayıp benimle konuşmakla bana husûsî bir mevkî verdin. Bana öyle bir amel söyle ki, onu yapdığımda senin rızâna kavuşayım". Allahu Teâlâ ona şöyle vahyetdi : "Yâ Mûsâ, benim senden râzı olmam, senin benim hükümlerime râzı olmana bağlıdır".