23 Mayıs 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
Büyük mürşidlerimizden İsmâil Hakkı Bursevî Hazretleri "Zikirlerin efdali lâ ilâhe illallah"dır hadîs-i şerîfi hakkında buyuruyorlar ki :
Kelime-i Tevhîd'in efdalü'l-ezkâr olduğu, nefy ve isbâta dâirdir. Zîrâ nefy lâ-ta'ayyünü ve isbât ta'ayyünü müştemildir ki biri gayba ve biri şehâdete nâzırdır. Onun için "Hû, Hû" ve "Allah, Allah" diye virdden efdal oldu. Zîrâ "Hû, Hû" yalnız gayba ve "Allah, Allah" yalnız şehâdete nâzırdır. Ve bu sırra mebnîdir ki erbâb-ı sülûkün ibtidâ virdi Kelime-i Tevhîd'dir ki zâhir ve bâtının berzahiyyetidir.
Ehline mal'ûm olduğu üzere, cümle turuk-i aliyyede Kelime-i Tevhîd zikri esasdır. Hiç bir tarîk yokdur ki, bu zikri esas kabûl etmiş olmasın. Bütün mürşidler, sâliklere bu zikri talîm etmişler ve seyr ü sülûkun başından sonuna kadar bu zikre devâmı şart koşmuşlardır. Zîrâ bundan daha şumüllü, bundan daha tesirli, bundan daha büyük bir zikir yokdur. Hattâ sôfiyye lisânında tevhîd etmek tabiri vardır ki, zikrullah ma'nâsınadır. Yine aynı sebebden zikir yapılan mahalle tevhîdhâne denilmişdir.