7 Temmuz 2016 tarihinde yayınlanmıştır.
Velâyetin de başı tevhîddir..
Kâinâtın ibtidâsı da intihâsı da tevhîddir...
Cennetin anahtarı da tevhîddir...
Dîdâra vuslat da tevhîd iledir...
Tevhîd eden mahrûm olmaz...
Tevhîd eden nâra girmez...
Tevhîd eden cefâ görmez...
Tevhîd eden kendini bilmez, ancak Hakk'ı bilir...
Tevhîd eden ağyârı görmez, ancak Hakk'ı görür...
Tevhîd eden gayrı bilmez, ancak Allah'ı bilir...
Tevhîd eden sırra erer, cennete girer, dîdârı bulur...
Tevhîd eden "fî mak'adı sıdk"a taht kurar ve saltanatı ebedî olur...
Tevhîd edenin tevhîdine dağlar-taşlar şâhid olur...
Tevhîd edenin tevhîdi ile kurtlar-kuşlar da tevhîd eder...
Tevhîd edenin tevhîdini Hakk celle ve a'lâ zâyi' etmez...
Aşk ve şevk ile bir kerre kelime-i tevhîd okuyanın, dört bin günâhı ref'olur...
Günâhı yoksa, kendisine dört bin derece verilir...Ana-babasının dört bin günâhı ref'olur...
Onların da günâhları yoksa, kendilerine yakın olanların, akraba ve hısımlarının, konu-komşularının dört bin günâhı ref'olunur...
Tevhîd, küfrün zulmetini nûra tebdîl eder.
Yetmiş bin adet tevhîd okuyan bu âlemden îmân ile göçer...
Bir ölünün rûhuna Allah rızâsı için yetmiş bin tevhîd okunur ve bağışlanırsa, o kimse azâba müstehak olsa bile, yetmiş bin kelime-i tevhîd hürmetine azâbı ref'edilir, cennet ni'metlerine tebdîl olunur...
Kendisine yetmiş bin kelime-i tevhîd bağışlanan zât, azâba müstehak olmamışsa, kendisine cennet derecâtı verilir. O kabristanda azâb görenlerin hepsinin azâbı ref'edilir....
Muzaffer Efendi Hazretleri'nin meşhûr eseri İRŞÂD'dan alınmışdır...