18 Mayıs 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
Hiç şübhe yok ki, zikirlerin en fazîletlisi Kelime-i Tevhîd'dir. Allah katında bundan daha büyük, bundan daha makbûl bir zikir yokdur. Zîrâ Kelime-i Tevhîd'in ne bir dengi, ne de bir misli vardır. Kelime-i Tevhîd'in fazîletleri hakkında pek çok hadîs-i şerîf vârid olmuşdur. Biz bu yazımızda bunun hikmetlerinden bazılarını zikredeceğiz :
- İlmin şerefi, ma'lûmun şerefi ile ölçülür. Allah'dan büyük bir varlık olmadığına göre O'nun azametini bildiren kelime de en şerefli, en kıymetli kelime olmuş olur.
- Cenâb-ı Hakk'ın affetmediği yegâne günah, şirkdir. Allah, şirkden gayrı bütün günahları dilerse affeder. Tevhîdin büyüklüğü, şirkin zıddı olmasından ileri gelir.
- Allah'ın en sevmediği şey kendisine şirk koşulmasıdır. Tevhîd, şirki izâle etdiği için Allah katında en makbûl iş de O'nu tevhîd etmekdir.
- İslâm'ın beş rüknü vardır, biri de tevhîddir. Tevhîd yoksa diğer rükünler hükümsüz kalır. Yani tevhîd etmeyen kişinin namaz kılması, oruç tutması, zekât vermesi, hacca gitmesi kendisine bir fayda vermez. Tevhîd eden kişi, diğer dört rüknü eksik bıraksa, tembellik edip ihmâl etse dahi, kurtuluşa erer.
- Dürüst bir akâid, her işin başında gelir. Akâidi düzgün olmayan kişinin ibâdetleri de makbûl olmaz. Tevhîd, İslâm akâidinin esâsıdır.
- Her ibâdet için şartlar vardır. Meselâ namaz abdestsiz kılınmaz. Oruç için sıhhat ve tâkat şartları vardır. Zekât için nisâba mâlik olmak lâzımdır. Haccın belli bir vakti vardır. Halbuki tevhîd için hiç bir şart, hiç bir kayd yokdur. Abdestli-abdestsiz, gece-gündüz, otururken-yatarken, zengin-fakir, hasta-sıhhatli, hâsılı her hâl ü kârda tevhîd edilebilir.
- Bütün ibâdetler, melekler vâsıtasıyla Allah katına yükseltilir. Fakat Kelime-i Tevhîd bizzat kendisi yükselir. Bunun delîli, Sûre-i Fâtır'daki, "اِلَيْهِ يَصْعَدُ الْكَلِمُ الطَّيِّبُ وَالْعَمَلُ الصَّالِحُ يَرْفَعُهُۜ" âyet-i celîlesidir. Burada "الْكَلِمُ الطَّيِّبُ el-kelimü't-tayyib"den murâd Kelime-i Tevhîd'dir. Malum ya Kelime-i Tevhîd'in isimlerinden biri de "Kelime-i Tayyibe"dir.
- Bazı ibâdetlere riyâ, bazılarına da haram karışabilir. Meselâ haram lokma ile tutulan oruç makbûl olmaz yâhud haram maladan verilen zekâtdan fayda gelmez. Gösteriş için kılınan namazlar, desinler diye yapılan hayırlar da reddolunur. Tevhîde ise ne riyâ ne de haram karışabilir.
Bu tevhîd zikrini keşfet bugün nûr-i ilâhîden
Bu vahdet cür'asın nûş et bugün zât-ı ilâhîden