3 Eylül 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Modern insanın en büyük yanlışlarından biri, her şeyi sayıyla, mikdarla yani kemiyetle ölçmesidir ve hep keyfiyeti kemiyete fedâ etmesidir. Yani kalite, nitelik önemli değildir modern insan için, nicelik önemlidir. Bu arabanın motor hacmi kaç yâhud km'de ne yakıyor? Bu ev kaç m2? Bu okul kaç para? Bu meslek ne kadar kazandırıyor? Tatil kaç gün? Kaç sene yaşarım? Her şey ama her şey sayılar üzerinden hesaplanıyor, sayılara göre hüküm veriliyor hep.
Meselâ bir ev bulmuşsun, çok büyük, fiyatı da uygun ama otoyolun kenarında. Bedâva verseler oturma orada. Neden? Egzos dumanı içinde oturmanın intihar etmekden ne farkı var. Gürültü içinde yaşamanın işkenceden ne farkı var. Üç yıl içinde sinir hastası, on yıl içinde kanser olur adam.
Maaşı yüksek iş buldum diye sevinen çok adam gördüm. Bakıyorsun adamın bulduğu iş evine iki saat mesâfede. Yâhud köle gibi çalıştırıyor patronu onu. Yâhud işyeri berbat, çalışma şartları çok kötü. Yâhud iş başka bir şehirde, başka bir ülkede. Gidiyor, âilesinden, akrabalarından, arkadaşlarından ayrılıyor. Ne anladık bu işden. Akıl kârı mı bu?
Gelelim hayât memât meselesine. Herkesin derdi daha uzun yaşamak. Hastahâneler tıklım tıklım, herkes aman ölüp gitmeyeyim, daha uzun yaşayayım derdinde. Öyle ki doksan yaşında adam kanser olmuş, doktor doktor dolaşıyor, tedâvî masrafları için evini barkını satıyor. Peki diyelim ki buldun bir çâre, bir ilaç, bir tedâvî, on yıl, yirmi yıl fazladan yaşadın. Ne olacak? Yaşamak, kalbinin atması, böbreğinin çalışması mı sadece? Yemek içmekden, nefes alıp vermekden mi ibâret hayât? Nerede mukaddesât, nerede maneviyyât, nerede insanlığa hizmet, nerede muhabbet, nerede arkadaşlık? Bunlar olmadan yaşamak yaşamak mıdır Allah aşkına? Bunlar yoksa, hayvandan ne farkı kalır insanın?
Modern insanın en büyük hastalığı materyalizmdir. Materyalizm insanı kör ediyor. Öyle ki, eliyle tutamadığı, gözüyle göremediği, sayamadığı, ölçemediği, tartamadığı şeylerin yani mücerred varlıkların varlığından bile habersiz yaşıyor çoğu insan. Bu ne büyük körlükdür! Halbuki mücerred varlıkların yanında müşahhas varlıkların hiç bir kıymeti yokdur. Çünkü müşahhas olan şeyler cansızdır, rûhsuzdur, onlara can veren, onlara manâ katan, onların rûhu mesâbesinde olan, mücerred varlıklardır. Peki nedir bunlar? Edebdir, ahlâkdır, zarâfetdir, nezâketdir, akıldır, ilimdir, irfândır, muhabbetdir, mürüvvetdir. İnsanı insan yapan, hayâtı değerli kılan şeyler bunlardır. Gerisi boşdur.