Kendisini Deli Gibi Gösteren Bir Ulu

20 Şubat 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Deli
"Deli Olup Akıllı Görünmekdense Akıllı Olup Deli Görünmeli" başlıklı yazımızda, "Nice ârifler, nice âkıl ü dânâ insanlar vardır ki, kendilerini halka meczûb gibi gösterirler yani akıl, ilim ve irfân hazînelerini meczûbluk sıfatı altında saklarlar" demiş ve bunun bazı hikmetlerinden bahsetmiş idik. Hazret-i Mevlânâ, Mesnevî-i Şerîfde kendisini deli gibi gösteren bir ulunun hikâyesini şöyle anlatır :
Adamın birisi, bir müşkülünü halletmek için istişâre edecek akıllı bir insan arıyormuş. Birisi ona "Kendisini deliliğe vuran biri var, ondan daha akıllısı yok. Bir sopaya binmiş, çocuklarla beraber koşup duruyor ama aslında rey ve tedbîr sâhibi bir adam. Kıymeti gök gibi yüce ama o kendisini bu dîvânelikde gizlemiş" demiş. Müşkülünü halletmek isteyen adam, gitmiş ve hakîkaten de o zâtı sopayı at gibi kullanırken bulmuş ve ona şöyle hitâb etmiş : "Ey sopayı at edinen süvâri, bir an için olsun atını bu tarafa sür" demiş. O zât, "Çabuk söyle zîrâ atım çok serkeşdir, çabuk ol ki atım seni tepmesin. Ne soracaksan hemen sor" diyerek deeeh nidâsıyla sopasını o tarafa sürmüş. Adam asıl soracağı şeyi söylemekden vazgeçip o zâtı alaya alarak, şöyle sormuş : "Burada oturan kadınlardan biriyle evlenmek istiyorum. Benim gibi bir adama acabâ hangisi daha lâyıkdır?" demiş. O zât, "Dünyâda üç türlü kadın vardır. Biri dâimî bir hazînedir, onu alırsan tamâmıyla senin olur. İkincisinin yarısı senin olur, yarısı senden ayrı kalır. Üçüncü ise hiç sana mâl olmaz. Bunu duydun ya. Hadi şimdi yürü, ben gidiyorum. Sen de durma atım seni tepelemesin. Yoksa bir düşdün mü, bir daha kalkamazsın" demiş ve deeeh diyerek sopasını sürüp çocukların arasına katılmış. O adam ona tekrar seslenmiş, "Gel de hiç olmazsa şunu doğru dürüst anlat. Bu söylediğin üç çeşit kadın kimlerdir? Şunu bir söyle" deyince, o zât yine sopasını at gibi kullanarak onun yanına sürüp demiş ki : "Bâkire kadın, tamâmıyla sana mâl olur. Yarısı senin olan kadın ise dul kadındır çünkü dul kadın seni eski kocasıyla mukâyese eder ve eski kocasında gördüğü bazı şeyleri sende göremeyince gönlü ona meyleder. Hiçbir sûretle sana mâl olmayan kadın ise, evlâdı olan kadındır. Zîrâ ilk kocasından evlâdı olan kadının sevgisi de, ilgisi de hep çocuğuna gider. Haydi şimdi git, atım seni tepmesin. Hemen uzaklaş, yoksa serkeş atımın nalı seni çok fenâ ezer" demiş ve deeeh diyerek sopasını sürüp, yine çocukların arasına karışmış. Artık onun deli olmadığını tam tersine akıllılardan daha akıllı olduğunu anlayan adam ona tekrar seslenmiş : "Ey ulu pâdişâh! Sana soracağım bir soru daha var. Allah aşkına gel!" demiş. O ulu zât, deeeh diyerek sopasıyla adamın yanına gelince, "Haydi çabuk söyle, nedir? Çok duramam, çünkü çocuğun biri topumu kapdı" demiş. Adam, "Ey Pâdişâh! Bu kadar akla ve irfâna  sâhib olduğun halde bu dîvânelik nedir, bu nasıl iş?" deyince Hazret şu cevâbı vermiş : "Beni bu şehre kadı yapmak istediler. Ben reddettim. 'Senin gibi âlim ve fâzıl bir kimse yok. Şerî'atda da senden aşağı birisini kendimize ulu yapmamıza müsâade yok' diyerek ısrâr ettiler. Ben de ellerinden kurtulmak için kendimi deli gösterdim. Aklım hazîne, ben vîrâneyim. Hazîneyi gösterirsem deliyim"
Âkil hemîşe kendini dîvâne gösterir
Levm âteşine cânını pervâne gösterir

Hazret-i Mevlânâ bu kıssayı anlattıkdan sonra buyuruyorlar ki : 
Sen her dîvâneyi kendine cân sanma. Sâmirî gibi buzağıya secde etme. Bir velî sana gayba ait yüz binlerce sırrı apaçık söylese bile, sende o anlayış, o irfân olmadıkça fışkıyı öd ağacından ayırd edemezsin. Ey kör! Bir velî, kendisine deliliği perde etti mi, sen onu nasıl tanıyabilirsin? Eğer yakîn gözün açıksa bak da her taşın altında bir erin gizli olduğunu gör! Yol gösterici ortada, göz önündedir. Her Kelîm'in bir kilime bürünmüş olduğu meydandadır.
Harâbât ehlini hor görme zâhid
Defîneye mâlik vîrâneler var 
Listeye geri dön