Kerâmet Sevdâsına Düşen Dervîşler

15 Ağustos 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

İhlas
Tarîkât ehlinin büyükleri, kâmil mürşidler, gerçek velîler, Hakk dostları, kendileri kerâmet göstermekden kaçındıkları gibi dervîşlerini de bundan sakındırmışlar ve kerâmet sevdâsına düşen sâliklerin aslâ iflah olmayacağını, kerâmet arzusunun sâlik ile Hakk arasında perde olacağını, maksadın kerâmet değil, istikâmet ve Hakk rızâsını tahsîl olduğunu söylemişlerdir. Meselâ büyük mürşidlerden Pîr Nûreddîn Cerrâhî Hazretleri, Mürşid-i Dervîşân nâmındaki tarîkatnâmesinde şöyle buyurmakdadır : 
A'mâl, tâ'at ve 'ibâdet, mutlakâ livechillah olmalıdır. Dervîş, işlediği 'ibâdet mukâbilinde Hudâ-yı Müte'âl'den nesne niyâz eylediği gibi tarîkatden düşer zîrâ şirk etmiş olur. Yani 'ibâdeti Allahu 'Azîmüşşân için etmeyüp, belki o niyâz eylediği husûs için etmiş olur. Bu nice 'ibâdet olur! 'İbâdetde hulûs lâzımdır. Yani 'ibâdet ve tâ'at, bir nesne için olmayup mahzâ rızâenlillah için ola.
Bütün bu îkâzlara rağmen, tarîkat ehli arasında eskiden beri kerâmet sevdâsına düşenler hep olmuşdur, hâlâ da olmakdadır. Niceleri havasla uğraşmışlar, esmâ ile ezkâr ile gerek eşyâya gerek insanlara hükmetmek derdine düşmüşlerdir. Halbuki tarîkat yolunda, tasavvuf yolunda bu gibi şeylere katiyyen cevaz yokdur. Pîr Nûreddîn Cerrâhî Hazretleri tarîkatnâmesinde bu hususda da bir îkâzda bulunmuşlardır. Buyuruyorlar ki :
Bâhusus ki zamâne dervîşlerinin büyük fikirleri budur ki, "Esmâ-yı ilâhîyi işletebilsem de, onunla mahbûblar teshîr eylesem". A'mâl-i sâlihâtla mübâhatı istemek dahi câiz değilken, bu hod küfürdür. Bunu nice kabûl ederler, 'ibâdet ettim demeğe nice yüzleri olur! Allahümmahfaznâ ecma'în.
Seyyidü't-tâife Cüneyd-i Bağdâdî Hazretlerinin dervîşlerinden biri de böyle bir vartaya düşmüş. Bu dervîş, ibâdet ve riyâzat yapa yapa, su üstünde durabilir hâle gelmiş. Bu kerâmet dervîşin çok hoşuna gitmiş olacak ki, o günden sonra namazını su üzerinde kılar olmuş. Onun bu hâlini görenler, gidip Hazret-i Şeyh'e haber vermişler, "Senin filanca dervîşin Dicle üzerine seccâde serip namaz kılıyor" demişler. Hazret kızmış, "Yazıklar olsun ona! O, bir oyuncakla oynamış, kerâmete kanâat edip kendi hâlinden memnûn olmuş" diyerek hoşnudsuzluğunu dile getirmiş ve hemen o dervîşi çağırıp bir daha böyle şeyler yapmamasını tenbîhlemiş.

Gel beru sırr-ı kerâmet isteyen hâl üstüne
Bize Hakk'dan gör ne 'izzet açılır fâl üstüne
Gelmişiz "kâlû belâ"dan zâtını zikr etmeğe
Meylimiz yokdur bizim hiç gayrı a'mâl üstüne
Listeye geri dön