Kevser Ne Demekdir?
28 Eylül 2017 tarihinde yayınlanmıştır.
Biz bu yazımızda "Kevser"in ma'nâlardan sâdece biri üzerinde durup bu ma'nânın sözlükdeki ma'nâlar ile irtibâtına işâret etmekle yetineceğiz. Ancak bunu yapabilmek için önce bu sûre-i celîlenin sebeb-i nüzûlünü anlatmamız gerekiyor.
Câhiliyye devrinde, erkek evlâda çok kıymet verilir, neslin onlarla devam edeceği kabûl edilir, kızlara hiç kıymet verilmezdi. Erkek evlâdı olmayanlara küçümseyerek ve acıyarak bakılırdı. Erkek evlâdı olmayanlar da kendilerinden utanırlardı. Gerçi bugün bile orta doğuda ve memleketimizin bazı kısımlarında maalesef bu anlayış hâkimdir.
Peygamber Efendimiz nübüvvetini ızhâr ettikden sonra, O'na şiddetle düşman olan Mekke'deki müşrikler, O'na eziyet etmek, O'nu üzmek için ellerinden geleni yaparlar, bu hususda ellerine geçen her fırsatı değerlendirirlerdi.
Resûl-i Ekrem Efendimizin erkek çocukları hep küçük yaşlarında vefât edince, bunu da fırsat bildiler. Azılı müşriklerden biri bir gün Efendimizin de duyacağı şekilde O'nun hakkında "ebter" tabirini kullandı. Arapça "ebter", nesli kesilmiş, kökü kurumuş ma'nâsınadır. Pek rakîk bir kalbe mâlik olan Habîb-i Hudâ Efendimiz bundan çok ama çok incindi, pek mahzûn ve mükedder oldu. İşte bu sûre bu hâdise üzerine nâzil oldu.
Bu itibarla "kevser", Hazret-i Fâtıma vâlidemiz neslinden kıyâmete kadar gelecek olan sayısız evlâd-ı peygamberîye işâretdir. Nitekim Resûl-i Ekrem Efendimizin nesl-i necîbi, torunları Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin vâsıtasıyla çoğaldıkça çoğalmış ve bütün dünyâya yayılmışdır. "Kevser"in sözlük anlamlarından biri olan "kesret" yani çokluk böylece tebeyyün ve tahakkuk etmişdir. "Kevser"in bir diğer ma'nâsı olan "hayr-ı kesîr" de, Resûl-i Ekrem Efendimizin neslinden gelen Allah dostlarının kıyâmete kadar devâm edecek olan feyz ve bereketleridir.