Keyif İçin Dervîşlik

27 Ağustos 2024 tarihinde yayınlanmıştır.

Tasavvuf

Vaktiyle ehl-i tarîk, dünyâdan ve ehl-i dünyâdan yüz çeviren kimselerdi. Zîrâ dervîşliğin ilk şartı, terk-i dünyâdır. Nitekim burada bir çok misâlini yazdık. O büyük pîrler, Ebû Saîd'ler, Mevlânâ'lar, Şeyhü'l-Ekber'ler, Yûnus'lar, Hacı Bayram'lar, Şeyh Şabân'lar, Niyâzî Mısrî'ler, Azîz Mahmûd Hüdâyî'ler, Nureddin Cerrâhî'ler, hepsi hepsi dünyâdan ve ehl-i dünyâdan iğrâz etmişler, fakr yolunu tutmuşlardır. Kimseden bir şey beklememişler, bir lokma bir hırkaya kanaât etmişler, ellerinin emeğiyle dervîşâne bir hayat yaşamışlardır.

Bugün her şey gibi dervîşlik de zıddına gitdi, tersine döndü. Yani terk-i dünyâ etmek yerine menfaat celb etmek için dervîş oluyor, tarîkate giriyor insanlar. Bir tekkeye kapılanırsam, bir tarîkate girersem, oradan geçinirim, orada yerim içerim, sıkışırsam oradaki zenginlerden para isterim, işe ihtiyâcım olursa iş bulurum, hasta olursam onların hastahânesine giderim, okul lâzım olursa onların okullarına gönderirim çocuklarımı filan. İş tamâmen bunda döndü şimdi. Malûm ya, zamâne şeyhleri nüfuzlu adamlar, bendelerine torpil yaptırabiliyor, işe sokabiliyor, mal ve imkân temin edebiliyorlar. Oh ne a'lâ dervîşlik, aman ne a'lâ tarîkat, oh ne a'lâ sôfîlik. Ye, iç, yan gel yat, keyfine bak.

Gel keyfim gel.

Listeye geri dön