MuzafferOzak.com (Türkçe)

Büyük mürşidlerden Ebû Saîd Ebu'l-Hayr Hazretlerinin sohbet meclisine bir gün o devrin ileri gelenlerinden biri gelmiş. Adam baş köşeye geçmiş, büyük bir kurumla oturmuş. O meclisde bulunan ve Hazretin sohbetinden büyük feyz alan bir zât, "Siz sohbetinizle bizi cennete götürdünüz, Allah da sizin mekânınızı cennet eylesin" diye duâ edince Hazret, "Bize cennet gerekmez. Bir alay topal, çolak ve züğürtle orada ne yapacağım ki? Cennetde zavallı kör, topal, züğürt tâifesinden başka kim var ki. Bize cehennem lâzım çünkü orada Firavun, Nemrud, Hâmân, Kârûn ve bir de şurada oturan bey gibi adamlar var" demesin mi! Hazret'in bu sözünü duyan kibirli adam, ezilmiş, büzülmüş, yaptığına pişmân olup tövbekâr olmuş.

Resûl-i Ekrem Efendimiz "لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ أَحَدٌ فِي قَلْبِهِ مِثْقَالُ حَبَّةِ خَرْدَلٍ مِنْ كِبْرِيَاءَ / Kalbinde hardal tânesi kadar kibir olan cennete giremez" buyurmuşlardır. Bu mürşid-i kâmil o kibirli adama niçin bu hadîs-i şerîf ile nasîhat etmedi de böyle bir nükte ile irşâd etti diye düşünenler olabilir. Kâmil mürşidlerin alâmet-i fârikalarından biri de muhâtablarını, onların anladığı dilden konuşarak irşâd etmekdir. Bu zevâtın düstûru "Kellimunnâsi 'alâ kaderi 'ukûlihim / İnsanlara anlayabilecekleri şekilde konuşunuz" emr-i peygamberîsidir. Gâfiller, Kur`ân-ı Kerîm'in inceliklerinden, ehâdis-i nebeviyyenin nüktelerinden anlamaz. Bu gibi kimselere sabahdan akşama kadar Kur`ân ile Hadîs ile nasîhat edilse kâr etmez. Nitekim günümüzde yüzlerce hoca efendi, her gün nice vaazlar veriyor, nice nasîhatler ediyor ama bunların dinleyenlere hemen hemen hiç tesiri olmuyor değil mi? Halbuki bir mürşid-i kâmil tek bir sözle muhâtabını irşâd eder. Bunun hikmetlerinden biri söylediği ile âmil olmak, diğeri de Kur`ân-ı Kerîm ve Hadîs-i Şerîfler ile beyân olunan hikmet ve nasîhatları muhâtabın anlayabileceği dile tercüme edebilme mahâretidir. Kâmil mürşidlerin kıymeti de buradan gelir.

Kibr ile gurûr tab'ı eder nâra mübeddel
Kudsî-i tavâzu' ile gelir ehline rif'at

Kibirli Cennete Giremez