28 Ağustos 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Bir. Kalbden kîn çıkacak. İki, kibir. Kibiri de atacaksın. Kibirli olmayacaksın, mütevâzı olacaksın. Tekebbür etmek, muhâtabından kendini yüce görmekdir ki İblis, Âdem'den kendisini yüce gördüğü için, Allah kendisini rahmetinden dûr etmişdir.
Dünyâ yüzünde ne kadar kâfir varsa, bunları ikiye ayırırız. Bir kısmı, aklı idrâki ermez, Kur`ân'ı ve Resûlullah'ı kabûl etmez. Bunlar pek az ve cüz'îdir. Bûnlar hayvan makûlesi gibidir. Bunlardan daha ednâ ve eşnâ olan kâfirler, hak ve hakîkati gördükleri hâlde, hakkı teblîğ eden zâtı kendilerinden küçük gördükleri için ona tâbi olmazlar.
Meselâ bir adam köylü olsa, karşısında profesör olsa, köylü hak konuşsa, profesör, "Bu adam köylü ama hak konuşuyor" demiyor. "Niye ben ona tâbi olayım canım, köylü adam" diyor. Canım köylü olduğuna bakma, ağzından çıkan söze baksana sen. İşte bu kafada gidenler, dâimâ dünyâ yüzünde helâk olmuşlardır.
Meselâ Nûh Peygamber'e îmân etmeyen kavmi, Nûh aleyhisselâmı kendilerinden küçük görmüşlerdir. Fahr-i Risâlet'e gelince, Ebâ Cehil'in ve hempâlarının O'na îmân etmemeleri, "Muhammed nasıl resûl olur, mektebe gitmedi, hoca görmedi, tedrîsât görmedi, Ebû Tâlib'in yetîmi, yetîmdi o, babası da yokdu anası da yokdu. Biz kavmin eşrefiyiz, büyükleriyiz, ekâbiriyiz, nasıl olur da biz kalkalım yetîme tâbi olalım" demelerindendir. Yâhud Hazret-i İbrâhim'e îmân etmeyen Nemrud da öyle. İbrâhim aleyhisselâmı kendinden dûr gördü. Onun için küfrün başı kibirle başlar.
Kendimizden dûn da olsa bir kimse, o adamın kelâmı hak mı, "Ben âlimim ama, ilmim var, diplomam var ama bu adamın sözü hak" diyeceğiz ve hakkı kabûl edeceğiz. Onun için İslâm'da hak kelâm, çamura düşmüş bir cevher gibidir. Nerede bulsan alacaksın onu.
İşte kibir, İblis'in yapdığı işdir evvelâ. Allahu Teâlâ Âdem'i halk eyledi, meleklere Hazret-i Âdem'e secde etmelerini emreyledi. Bütün melekler secde etdiler. Allah, Kur`ân'da böyle naklediyor. Bismillahirrahmânirrahîm. "وَاِذْ قُلْنَا لِلْمَلٰٓئِكَةِ اسْجُدُوا لِاٰدَمَ فَسَجَدُٓوا اِلَّٓا اِبْل۪يسَۜ اَبٰى وَاسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ الْكَافِر۪ينَ ve iz kulnâ lil melâiketi's-cüdû fe secedû illâ iblîs, ebâ vestekbere ve kâne mine'l-kâfirîn". Biz meleklere emr ü fermân buyurduk ki Âdem'e secde edeler. Melekler hepsi secde etdiler. Şeytan başını kaldırdı, secde etmedi. Allah sordu, "Seni ne şey men etdi Âdem'e secde etmekden?". "Yâ Rabbi, senin zât-ı ulûhiyyetine ben secde ederim, sen Allah'sın, kabÛl ediyorum senin vahdâniyyetini". Şeytan söylüyor bunu. "Fakat sen Âdem denilen şu mahlûku toprakdan halk etdin. Beni de ateşden halk etdin. Ateş toprağa fâikdir. Ben ondan yüceyim. ben ona secde etmem".
İşte ne görünüyor burada şimdi? Dâimâ bu şeytânî hareket, kıyâmet gününe kadar böyle devâm edecek. "Yâhu ben nasıl gelirim de halkın içinde câmide namaz kılarım". Niye? "Köylü, kentli halkdan adamlar, biz onlar gibi miyiz?". Evvelin ne? Hangi tarlanın mahsûlüsün? Hakîr gördüğün zâtın da idrar mahallinden geldiği senin de oradan geldiğin muhakkak. Aslın menî değil mi, bunu niye inkâr ediyorsun? Kendini yüce görmekdeki manâ nedir? Parana mı güveniyorsun? Çıplak doğdun, paran yokdu, çıplak gideceksin, elinden her şeyini alacaklar. Neyine kibirleneceksin? "Benden büyük adam yok" dersen, senden yüce nice insanlar gelip kâinâtdan geçmişlerdir. Hattâ mütekebbir olan öyle kimseler geldi ki, o zevâtın huzûruna seni almazlardı bile. Neyine kibirleniyorsun?