28 Şubat 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Kıldan ince ve kılıçdan keskin ol şâhın yolu
Her kemâl ehli kapusunda anın ednâ kulu
Allah yolunda dosdoğru gitmek yani sırât-ı müstakîm üzre olmak her kulun harcı değildir. Zîrâ bu yolun üstünde de, kıyâmet gününde kurulacak olan sırât köprüsünün üstündeki çengeller ve engeller gibi insanı alaşağı eden bir çok şeyler vardır. Kemâl ehli olanların kemâli, Hakk'ın kapısında hakîr bir kul olmalarından gelir.
Okları kavs‐i kazânın kuvvetince yol alır
Putesine kalb‐i sultândan geçer okun yolu
Hakk'ın muhabbet okları, Dilediği kulunun kalbine, dilediği zaman isâbet eder.
Çün mukaddem "fakri fahrî" dedi sultân-ı rusül
Yâ aceb mi "fahri züllî" dese bu âhir velî
Resûlullah "fakr ile iftihâr ederim" buyurmuşdu. O'nun velîsi de "zillet ile iftihâr ederim" dese şaşılır mı? Fakr, benlikden sıyrılmak, Hakk'da fânî olmak demekdir. Fakr, kendinde bir şey görmemek, her şeyi Hakk'ın bilmek demekdir. Bu makâm Resûl aleyhissselâmın ve O'na vâris olan büyük velîlerin makâmıdır.
Ferha terha iki deryâ mecmai'l-bahreyn olan
Taht‐ı akdâm‐ı erâzil arş‐ı Rahmân menzili
Allah'ın varlığı yanında kulun varlığının ne gibi bir değeri olabilir? Bu soruyu ancak "hiç" diye cevaplayabiliriz. İşte bu yüzden ârfiler de kendilerini ednâlardan ednâ kabûl ederler ancak Allah katında onların derecesi arşdan daha yüksekdir.
Ârifin bir himmeti var ana arş olmaz makâm
Sidre vü Tûbâ gözetmez kâmilin cân u dili
Âriflerin makâmı arşdan da yücedir. Kâmil olan ehl-i Hakk'ın menzili Sidre'den de ileridir.
Âkılin mizân‐ı aklı mâverâsın almadı
Âşıkın âkıller içre adı mülhid ya deli
Aklın ötesinde bir âlem vardır ki akıl onu idrâk edemez. İşte bu yüzden âşıkların hâli akılla anlaşılmaz, çokları âşıklara mülhid ya da deli der.
Zerre zerre kıldı Mısrî’nin vücûdunu kazâ
Katre katre kıldı zâtını anın aşkın yeli
Aşkullaha düşenler paramparça olur, yanar kül olur, Hakk'da yok olur.
Niyâzî Mısrî
Kuddise Sırruh