26 Mayıs 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
MÜNÂCÂT
Kıldı beni nefsim esîr kurtar beni yâ Rabbenâ
Oldu vücûdumda emîr kurtar beni yâ Rabbenâ
Tûl-i emelden geçmedi arzu ilinden göçmedi
Acı vü tatlı seçmedi kurtar beni yâ Rabbenâ
Aldı dilim kibr ü gadab kalkar fesâda bî-sebeb
Yetmez mi bu sevdâ 'aceb kurtar beni yâ Rabbenâ
Şehvet ile memlû cesed mesken tutar dilde hased
Cürmüme yokdur hadd ü 'add kurtar beni yâ Rabbenâ
Hırs u hevâdan dönmedi 'aşk ateşinde yanmadı
Hubb-i sivâdan kanmadı kurtar beni yâ Rabbenâ
Komaz gidem doğru yola şeytân ile nefsim bile
Sen kıl hidâyet her kula kurtar beni yâ Rabbenâ
Aydî za'îfin hâcetin reddetme ey Hayy ü Metîn
Terk eylesin bu 'âdetin kurtar beni yâ Rabbenâ
Aydî Baba
Kuddise Sırruh
ÎZÂH
Hazret, bu nutkunda kendisine levm ederek aslında bizlere nasîhat ediyor. Bu tarzda nasîhat etmek, kâmil mürşidlerin hepsinde gördüğümüz zarîf ve ârifâne bir irşâd usûlüdür. Bu gibi nutukların diğer bir hikmeti de şudur ki, insan manen ne kadar yükselirse kendisini o kadar aşağıda görür. Tıpkı insanın ilmi ne kadar artarsa kendisini o kadar câhil görmesi gibi. Bu gibi nutukların diğer bir hikmeti de "hasenâtü'l-ebrâr seyyiâtü'l-mukarrabîn" hakîkatinde gizlidir.